İstanbul
Açık
9°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Mü'minler ancak kardeştirler

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Kâinata iman gözüyle bakan bir mümin, bütün varlıkların boş yere yaratılmadığını anlar. Onların Allah'ı tesbih ederek zikredip ibadet eden, kendisine dost ve yardımcı birer vazifedar memur olduklarını bilir.

Dünyanın bir imtihan yurdu, yaşadığı sıkıntıların da Rabb'inden geldiğini idrak edip sabır içinde şükreder. Bu imanı ona bu dünyadayken dahi küçük bir cenneti yaşattırır. Mü'min, imanıyla kâinatla bağ kurup her şeyle ünsiyet ettiği gibi mü'minlerle de binlerce esma adedince birlik rabıtaları kurar.

Allah mü'minleri kardeş yapmış ve bu uhuvvet bağıyla birbirlerine bağlamıştır.Bu öyle kuvvetli bir bağ ki, Âdem Babamıza kadar dayanır. Bir mü'minin hayatı Hz. Âdem ile başladığı için kardeşlerin yaptığı hayırlar adedince her hayırdan istifade eder. 

Allah'ın kardeş kıldığı mü'minler birbirlerine karşı insaflı, adaletli, merhametli ve müsamahalıdırlar.

Birbirlerini Allah için severler. Birbirlerine zulmetmezler; birbirlerinin kuyusunu kazmaz, kin tutmazlar, haset etmez, alay etmez, su-i zan etmez ve gıybetini yapmazlar, yapmamalılar. Onlarca güzel vasıfları olan kardeşini bir iki tane, kendisine göre kötü olan hususiyetinden dolayı gözden çıkarmazlar.

Kıyamette iyilikleri kötülüklerine ağır basan kulunu affeden Allah, kulundan da aynı şeyi yapmasını bekler. Zira mü'min, Mü'min olan Allah'ın aynasıdır.Kalp aynasını ancak Kur'an ve sünnete göre temizleyen, Allah'ın zikriyle parlatan mü'min, O'nun vasıflarıyla vasıflanıp merhamete lâyık hale gelebilir. 

Hâl-i hazırda Kur'an'ın emirlerine tam mânâsıyla riâyet edilmediği için âlem-i İslâm dağılmış bir halde.İslâm düşmanları mü'minler arasına nifak tohumları ekmiş, onları kavmiyetçilik, menfi milliyetçilik gibi tarafgirliklerle, yalan haberlerle vs zehirleyip birbirlerine düşman etmişler. 

Müslümanlar sayıca çok oldukları halde âdeta bir esaret altında yaşamaya devam ediyorlar. Hadis-i Şerif'te: "Âhir zamanın Süfyan ve Deccal gibi nifak ve zındıka başına geçecek eşhas-ı müdhişe-i muzırraları, İslâm'ın ve beşerin hırs ve şikakından istifade ederek az bir kuvvetle nev-i beşeri herc ü merc eder ve koca âlem-i İslâm'ı esaret altına alır." buyuruluyor. 

Bu zalimlere karşı "Mü'minler ancak kardeştirler." (Hucûrât Sûresi -10)" "Allah'ın dinine ve Kur'ân'a hep birlikte sımsıkı sarılın; ayrılığa düşüp dağılmayın" (Âl-i İmran Sûresi, 103.) gibi emirlerle Kur'an'a temessük etmek, ittihad-ı İslâm için mücahede etmek en ehemmiyetli vazifemizdir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...