İstanbul
Açık
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Dürt butonundan laf sokma sanatına

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

İtiraf Edin, Rahatlayın: Eskiden Laf Sokamadığınız İçin O Butona Basıyordunuz!

Hatırlar mısınız o günleri? Facebook’un o masum mavi-beyaz arayüzünde, profil fotoğraflarının hemen köşesinde duran, ne işe yaradığı tam olarak anlaşılamayan bir buton vardı: “Dürt” (Poke).

 

Yıllarca tartıştık durduk; kimine göre bir flört başlangıcıydı, kimine göre “Hey, ben buradayım” demenin en ilkel yolu. Ama geçenlerde aklıma gelen bir tespitle taşlar yerine oturdu. Meğer o buton, sosyal medyanın “laf sokamayanlar” için geliştirdiği bir rehabilitasyon aracıymış.

 

Evet, yanlış duymadınız.

 

Eskiden birine kızdığımızda, inceden bir sitem etmek istediğimizde ya da “Seni görüyorum, ayağını denk al” mesajı vermeye niyetlendiğimizde kelimelerimiz yetmezdi. Cümleyi toparlayamaz, lafı gediğine koymaya çekinirdik. İşte tam o an imdadımıza o buton yetişirdi. Tek tıkla, sessiz sedasız, risk almadan karşı tarafı dürter, sonra köşemize çekilirdik. Bir nevi dijital korkaklıktı belki ama iş görüyordu.

 

Peki ya şimdi?

 

Mark Zuckerberg o butonu tarihin tozlu raflarına kaldırdı. Neden mi? Çünkü artık ona ihtiyacımız kalmadı. Sosyal medya evrimi bizi öyle bir noktaya getirdi ki, o bastona yaslanmaya gerek yok. Çünkü bu konuda fevkalade iyiyiz.

 

Kabul edelim; ben dâhil hepimiz, klavye başında birer hiciv ustasına, birer laf cambazına dönüştük.

 

Eskiden “Acaba yanlış mı anlar?” diye yutkunan bizler, şimdi 280 karaktere dünyaları sığdırıyoruz. Laf sokmak artık bir ihtiyaçtan öte, adeta bir ata sporu hâline geldi. “Dürt” butonuyla yetinen o mahcup kitle gitti; yerine imaları havada uçuşan, en sofistike cümlelerle taşı gediğine koyan bir nesil geldi.

 

Sabah uyanıyoruz, gündeme bakıyoruz ve parmaklarımız kaşınmaya başlıyor. Birine cevap verirken, bir olayı eleştirirken ya da sadece kendi hâlimizde takılırken bile o eski tutukluktan eser yok. Hepimiz hazırcevap, hepimiz zehir zemberek…

 

Teknoloji mi bizi bu hâle getirdi, yoksa içimizdeki cevher mi ortaya çıktı bilinmez. Ama görünen köy kılavuz istemiyor; artık birbirimizi parmak ucuyla dürtmüyoruz. Cümlelerimizle, tespitlerimizle ve o “muazzam” laf sokma becerimizle birbirimize dokunuyoruz.

 

O yüzden “Dürt” butonuna rahmet, bugünkü keskin dilimize sağlık dileyelim. Ne de olsa artık o butona basacak parmağımız değil; çok şükür lafı gediğine koyacak cesaretimiz var.

 

Muhabbetle…

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...