İthal mutluluk
İnsanların isyanından sene boyunca kirlenen ve bozulan manevi hava kalbleri sıkıp bir kabz hâli oluşturuyor.
Beşer acziyle beline yüklenen tüm yüklerin altında yorgun ve çaresizce eziliyor. Rabb’inden farklı şeylere meylettiği için, rağbet ettiği o şeyler kalbini tatmin etmiyor.
Zira kalbler ancak Allah ile mutmain olur. Rahmeti sonsuz Rabb’imiz her güçlüğün arkasından bir kolaylık gönderiyor.
Bilhassa müslümanlar için zulüm ve acılarla geçen bu senenin sonunda şuhur-u selâsenin ilk ayı olan Receb-i Şerif’i nasib ederek merhametini gösteriyor, kullarını teselli ediyor, kalplere inşirah indiriyor.
Âhiretin tarlası ve Allah’ın esmâsının gölgesi olması hasebiyle muhabbet edilmesi ve her bir ömür dakikasının çok iyi değerlendirilmesi gereken bu dünyada, gaflet ve isyanlarla ziyan edilen ömürler bu ayların teşrif etmesiyle bereketleniyor, bâkileşiyor.
Rabb’imize rağbeti ziyadeleştiriyor. Allah için yapılan tüm işler, ibadetler, zikirler manevî havayı tasfiye ederek kalplerin inşirah bulmasını sağlıyor, mânen nefes almayı kolaylaştırıyor.
Bununla birlikte üç aylar kudsi bir pazar hükmünde.Her iyilik bire on kazandırırken Receb-i Şerif’te yüz, Şaban-ı Muazzama’da üç yüz, Ramazan-ı Mübarek’te bin, mübarek gün ve gecelerde binler, Kadir Gecesi’nde otuz binlere çıkarak müminlere seksen küsür sene bâki ömür kazandırıyor.
Bu fırsatı değerlendirmek elzemken bunun yerine sabırsızlıkla yılbaşını bekleyen, hakikatte kumar lâkin ismi millî olan piyangodan medet uman, günah ve isyanların dibine vuran, dileklerinin gerçekleşmesi için tuhaf ritüeller yapan müslümanlar büyük hata ediyor.
Yeni yılı on iki tane üzüm yiyerek karşılayanlar ve onlarca ritüel.İnsanın vazifesi üzümden medet ummak değil kuru bir çubuk üstünde yetişen, görüntüsü insanın gözüne, kokusu burnuna, lezzeti diline hitab eden, vitaminleri vücuduna fayda veren, binler hikmetle yaratılan o üzümün insanı bilen, tanıyan, merhamet eden Hâlıkını tanımaya çalışmaktır.
Saadeti elde etmek için, Saadet-i dareyni sağlayan, kendilerini kurtaracak dîn-i İslâm’a sarılmayıp tahrif edilmiş dinlerin âdetlerini, ibadetlerini taklid eden müslümanlar nasıl bir nimetin içinde olduklarının farkında değiller.
O müslüman şunu bilmeli ki; mutluluk, inşirah, insanı insanlık mertebesinden aşağıya indiren Pagan Batı’nın âdetiyle değil, insanı âlâ-yı illiyine çıkaran, kendisine rağbet eden kuluna her dâim fırsatlar veren ve o sayısız fırsatlardan biri olan şu mübarek üç aylarla gelecektir.
Allah Receb ve Şaban Ayını mübarek kılsın ve bizi Ramazan’a eriştirsin.