İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

SN.AVCI'YA BİR SORU

YAYINLAMA:

Yeni Başbakanımız iyi nişancı galiba.

Atıcılıkta “12’den vurmak” deyimi vardır. Nişan tahtasındaki yuvarlakların göbeğindeki küçük daireyi tutturursanız 12 puan alırsınız. Nadir olaydır. Yeni bakanların hepsini tanımadığım için kabinenin tümünü değerlendiremem. Ama görevlendirmelerden biri için “tam 12’den vuruş” diyebilirim rahatça.

İsim: Nabi Avcı. Millî Eğitim Bakanı idi. Kültür ve Turizm’e kaydırıldı. Turizm bir yana (ondan çakmam). Ama Kültür için daha uygun kişi Türkiye’de değil, dünyada zor bulunur.

Neden?

Kültürün esası insanlararası ilişkilerdir. “Hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa” demişler ya. Kültür kişilerin konuşa konuşa, anlaşa anlaşa, elbirliğiyle kurdukları değerler birikimidir. Yani iletişimle oluşur. Nabi Bey’in uzmanlık alanı ne? İletişim. Doktorası İletişim Bilimleri alanında. Üniversitelerde iletişim felsefesi ve iletim sosyolojisi üstüne dersler verdi. UNESCO Türkiye Millî Komisyonu Başkanlığı yaparken birçok iletişim sorununu çözdü. Uzmanlığını yurt dışında da değerlendirerek Brezilya-Türkiye, Kanada-Türkiye, Almanya-Türkiye dostluk gruplarını yönetti.

“Formasyon” iyi ama, yetmez. Birikimin uygun kişilikle birleşerek değerlendirilmesi gerekir. İşte orada benim bilgim kesin. Nabi Bey kadim mi kadim dostumdur. Kendisini uzun yıllar boyunca “Böyle bilge de var mı?” diye merakla izledim. Varmış. İnanılmaz derecede olgun, sakin, hoşgörülü bir insandır yeni Kültür Bakanımız. Bugün geçin karşısına, “Sizi bakanlığa layık görmüyorum” deyin. Defol diye bağırarak güvenlik çağırmaz. Gülümser; “Buyurun oturun da anlatın bakayım niçin öyle düşündüğünüzü” der. Gününüz Türkiye’sinde en ihtiyaç duyulan özellik bu. Anlaşma bir yana, konuşamıyoruz. Bakanımızın uzmanlığı, kişiliği ve üstlendiği kültür uğraşları sayesinde iletişim kurma yeteneğimizi biraz geliştirebilirsek büyük başarı olur.

Onu böyle anlattım diye sakın efendilikten felç olmuş biri sanmayın. Düşünce kadar eylem ustası da olduğunu Millî Eğitim’de kanıtladı. Şimdi yeni görevinin ilk günlerinde kendisini bir başka test bekliyor. 30 Mart günü buradan o zamanki Kültür Bakanımıza seslenerek kendisine bağlı bir genel müdürün bana “Tayyip’i kafaya aldım, artık sırtım yere gelmez” dediğini bildirmiş, ayrıca sanatçı geçinen bir edepsizin internette yazdığını kurum içindeki müzmin düzeysizliğe örnek diye duyurmuştum (yine özür dileyerek):

“İktidarı yerinde tutmak için ölmeye şehitlik değil, bok yoluna Niyazi olmak denir.” Şunu demek istedi, bunu demek istedi diye tevil etmeye çalışanlar oldu. Hiçbir tatlıya bağlama cambazlığını kabul edemiyorum. Neden ne olursa olsun, “şehit” kelimesiyle o sözcük aynı cümlede bir araya gelemez.

Öyle değil mi, sayın Avcı?

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...