İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

MESUT ÖZİL SADECE MESUT ÖZİL DEĞİLDİR

YAYINLAMA:

Alman Milli Takımı, Avrupa Şampiyonası’nda... Mesut Özil de... 1988 Gelsenkirchen doğumlu yıldız oyuncu Almanya’nın şampiyonadaki en önemli kozlarından biri... Önceleri Almanya’da doğan gurbetçi çocuklarının Fenerbahçe, Galatasaray gibi takımlara gelmesini, Milli Takım için ter dökmesini şart koşardık adeta. Gelmeyenler, Türklüğünü vatan sevgisini unutmuş kişilerdi Türkiye’de yaşayanlara göre. Hala böyle düşünenler vardır ama farklı düşünenler de sayıca az değil artık. Madem orada yetişmiş, o toprakların nimetlerinden faydalanmış onlar için ter dökmesi neden yadırgansın ki diye düşünülüyor.

Mesut Özil ve Alman olmayan Almanyalı sporcular için ikircikli davranan sadece biz değiliz. Almanlar için de zor durum. Ari ırk için dünyayı karşısına almış, kafatasına kafayı takmış bir halka başarısının kara kafanın tekine bağlı olduğunu anlatmak hayli zor. Mesut başarırsa İslam da başarılı olmuş sayılacak mı? Esas soru bu işte. Mesut, Almanya’yı sırtlarsa Almanya İslam’a borçlu olacak mı? Soru bu. Belki bir sene öncesine kadar mesele olmayan bu konu neden gündemde. Çünkü Mesut umreye gitti. Tüm dünyanın gözünün önündeki bir rol modelin umreye gitmesinin uyandırdığı telaşı görebiliyor musunuz? Irkçılığın ötesinde dincilik, dini fanatizm bu. Yıllar öncesine geri sarıp Türkiye’den bir hikaye ile kıyaslama yapalım. Belki çok doğru değil ama resim başka türlü net olarak belirmeyecek.

22 Aralık 1925’te Büyükada’da Özgür isminde bir çocuk doğar. Bu çocuk iyi topçudur. Fenerbahçe’de de oynar Milli Takım’da da... Herkesin saygı gösterdiği bir futbolcudur. Biz onu Özgür diye tanımayız, Elefterios, kısaltılmış şekliyle Lefter olarak biliriz. Lefter’in başarısı Hristiyanlığın başarısı mı diye düşünmez kimse. Tüm Türk futbolseverleri Lefter’in başarısını kendi başarıları, Türkiye’nin başarısını Lefter’in başarısı olarak kabul eder. 6-7 Eylül olaylarında can sıkıcı zamanlar yaşadığında Fenerbahçeliler yanına giderek destek olur. Onu rahatsız eden çapulcular kimdir, neyin nesidir bugün hatırlayan bile çıkmaz. Lefter sadece Lefter değildir. İstanbul’un çok kültürlüğünün sembol ismidir. Bunu asla unutmayalım. Mesut Özil’e dönelim. Müslüman olması yetmiyormuş gibi bir de umreye gitti. Halbuki ne gerek var böyle şeylere... Sonra her futbolcunun muhatap olduğu oruç sorusuna muhatap oluyor Mesut. Doktorların tavsiyesi üzerine oruç tutmayacağını söylüyor da taşlanmaktan kurtuluyor. Herkesin gözünün önünde su içmedikten sonra ikna edebileceğini sanmıyorum.

Yıllar geçiyor ve futbol dünyayı çalkalamaya devam ediyor. Lefter’in sadece efsanevi futbolcu olduğu günler geride kaldı. Futbolun sadece futbol olmadığı günleri yaşamaya devam ediyoruz. Bugün futbol oynasa Çipras’tan Avrupa Birliği’ne kadar birçok soruya muhatap kalır mıydı bilmiyorum. Mesut Özil sadece bir futbolcu olmanın ötesinde Alman olmayan Almanyalılar için başka türlü entegrasyonun mümkün olabileceğinin örneği. Yaşadığı yerde kendisi gibi olarak bir gelecek arama çabasının ismi... Mesut Özil sadece Mesut Özil değil... Bunu kendinden çok karşısında duranlar biliyor.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...