İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

BENZİN VARDI, BİZ İÇTİK

YAYINLAMA:

Norveç 2025’te ülkede benzinli araçların gezmesine izin vermeyecekmiş. Detaylarını haberlerde okuruz. Ancak benzinin hayatımıza girmesi gibi çıkması da önemli değişiklikleri beraberinde getirecek. Petrokimya endüstrisinin petrole olan bağımlılığı sürse de sokaklarda benzinli araçlar yerine elektrikli araçları göreceğiz. Bir damla petrolün bir damla kandan daha değerli olduğu bir dönemi de ağır ağır geride bırakacağız.

Benzin vardı da biz mi içtik diyen politikacılar bir daha olmayacak. Benzin krizleri yerine başka krizlere bırakacak. Benzin sadece arabaları çalıştıran bir yakıt değil. Otomotiv ve sanayinin diğer bazı kısımları benzine neredeyse tamamen bağlı… Sadece onlar değil. Kocaman kocaman ülkeler benzine bağlı. Coğrafyaların parça parça edilmesi, Avrupa ve Amerika’nın işgalleri benzine olan bağımlılıkla yakından ilgili…

Osmanlı Devleti’nin daha önce kimsenin yüzüne bakmadığı toprakları petrol ve dolayısı ile benzinden dolayı bir anda dünyanın en zengin yerleri arasına girdi. Sadece zenginlik değildi gelen, kargaşa da beraberinde geldi. Petrol kanlı bir miras bıraktı geride. Hani şu havadan gelen parayı paylaşamayan ve kavgaya tutuşan insanlar gibi… Benzin koca bir geçmişin üzerine döküldü ve ortak geçmişimiz cayır cayır yandı. İkinci Dünya Savaşı esnasında, Hitler’in bir doğum günü pastası vardır. Harita şeklindeki pasta Hazar Denizi’ni, Bakü’yü ihtiva eder. Petrol yenir mi diye soran olursa büyük bir pasta olduğunu iştahı açtığını söyleyebilirsiniz. Dünyanın en büyük şirketlerinin ve emperyalist sermayenin petrol, benzin şirketleriyle gerekli olan enerjiyi damarlarına pompaladığını görebilirsiniz.

Küreselleşmenin motoru olan benzin ironik bir şekilde sınırların daha da bölünmesini de tetikledi. Benzin aynı zamanda menfi anlamdaki milliyetçiliğin de yakıtı oldu. Benzin ile çalışan rejimler yeryüzünü kana ve gözyaşına boğdu. Şimdi Suudi Arabistan dahil birçok ülke, petrolden sonraki yaşama kendini hazırlıyorlar. Doğal zenginliklerin biteceği bitmese bile anlamını yitireceği günler uzakta değil zira. Birçok petrol şirketi de bu yönde, petrol dışı yakıtlarda kendilerini göstermeye çalışıyor.

Benzinli araçlar ortadan kalkarken geride tortu olarak yapay sınırlar ve benzinle ateşlenen kavgalar bırakıyor. Umuyoruz ki bu kavgalar benzinin ortadan kalkmasıyla son bulur. Ancak esas mesele benzin de değil gibi. Yeryüzünün refahının tüm insanlar tarafından adil şekilde paylaşılması. Afrika’nın hakkının Afrika’da, Asya’nın hakkının Asya’da kalması meselesi… Tabii Avrupa ve Amerika’nın da haklarına razı olması gerekiyor.

Norveç’in açtığı yolu başka ülkelerin izlemesi muhtemel… Hollanda ve Hindistan’ın benzine olan bağımlılığı azaltmak için bazı planlar yaptığını biliyoruz. Benzin sonrası dünyanın nasıl bir yer olacağını şimdiden kestirmemiz imkansız ama oyun kurulurken bu alandaki teknolojilerden geri kalmasak iyi olacak. Netice olarak şunu söyleyebiliriz: Dünyada benzin vardı ve evet biz içtik. Şimdi sıradaki yakıt türünü baş tacı edip kavgalarımızı onun etrafında vereceğiz. Bakalım kabak bu sefer kimin başına patlayacak?

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...