İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

LEYLET - ÜL BEDİR MÜBAREK OLSUN! ŞİMDİ VE DAİMA!

YAYINLAMA:

Leylet-ül Bedir nedir biliyor musunuz?

Muhtemelen bilen çok azdır. İnternet üzerinde arama yaparsanız yine bir sonuçla karşılaşmayacaksınız. O nedenle fazla yormadan ben söyleyeyim. Leyletül Bedir, Bedir gecesi demek. Bedir hem bir yerin adı hem de dolunay demek. Dolunay gecesine de leylet-ül bedir deniyormuş bizde de eskiden ama anlatmak istediğim o değil. Leylet-ül Bedir, Boşnakça yazılışıyla Lejlet-ul Bedr, Bosna-Hersek’te Müslümanların Bedir savaşında cenk eden Hz. Peygamber ve ashabını anmak için belirledikleri gece. Bedir Savaşı Hicret’ten sonraki ikinci yılda Ramazan ayının 17’sinde gerçekleşti. Dolayısı ile Ramazan’ın 16. gecesi, tıpkı bir kandil gecesi gibi Bedir şehitlerini ve gazilerini anma gecesi. Bu geleneğin nerede başladığını ve neden sadece Bosna-Hersek’te devam ettiğini bilmiyorum. Bildiğim tek şey, bu istisnai anma töreninin Boşnaklar için anlam taşıyor olduğu.

Geçmişe sahip çıktığımız ölçüde bir geleceğimiz olabilir. Köklerimizi derinlere ulaştırabildiğimiz ölçüde göklerle yarışabiliriz. Peki iyi de Leylet-ül Bedir’le ne anlatmaya çalışıyorum? Kısaca açıklamaya çalışayım. Ramazan ayı bizim için önemlidir. Şehit ve gazi yakınları için de ayrı bir öneme sahiptir. Devlet büyüklerimiz onları iftar sofralarında ağırlarlar. İyi de yaparlar. Onlar en sevdiklerini, vatan için feda etmiş kahramanlardır. Kimi anne-baba, kimi kardeş, kimi çocuk... Kimi terör örgütüyle çarpışırken, kimi hain bir tuzakta... Ama hepsi bu vatan için canlarını feda ettiler. Vatan dediysek nelerden oluştuğuna bir bakalım vatanın... Vatan dersek ezan gelir akla, vatan dersek Kur’an gelir üzerine yemin ettiğimiz, vatan dersek bayrak gelir hilali temsil eden... Dolayısı ile kim ne derse desin vatanla din, etle tırnak gibidir. Ayırmaya kimsenin gücü yetmez, gerek de yoktur zaten.

Vatan için can verenler yine bir hilalin gölgesinde ebedi yolculuğuna çıkar. Bedir Gecesi, işte bu kahramanların, Bedir’den bu yana canlarını din ve devlet için feda etmekten çekinmeyen kahramanların anıldığı bir gece olmalıdır. Nasılmış, nasıl olacakmış diyorsanız Bosna-Hersek iki saatlik yol. Gidip sorabilirsiniz. Bsaşçarşı’da bir de iftar... Ne güzel olur. Geçmişimizle olan köklerimizi kavi kılabilmek için hem Bedir Gecesi’ne hem de kayıp parçalarımızdan izler taşıyan gönül coğrafyamıza ihtiyacımız var. Şehitleri anacağımız bir dini günümüzün olması, geçmişle bağımızı güçlendirebileceği gibi onlara olan vefa borcumuzu ödemek için bir vesile daha oluşturabilecektir. Hem böylece Mehmet Akif’in Çanakkale kahramanlarına ithafen söylediği “Bedrin aslanları ancak, bu kadar şanlı idi” ifadesi gerçek karşılığını bulmuş olur. Belki bu vesileyle üzerinde yaşadığımız vatan toprağı için kimlerin yaşamaktan vazgeçtiğini bir defa daha hatırlayabiliriz. Her şehit kayıp bir parçamızdır ve onları göğsümüzde bir madalya gibi taşıyabileceğimiz Bedir Gecesi hem bu toprakların kadirşinaslığını gösterir hem de her Ramazan ayının 16’sında kimin için ellerimizin duaya kalkıp, 17’sinde kiminle birlikte iftar yapacağımızı unutmamış oluruz.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...