İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

GENÇLERE EYVALLAH , İSTİSMARCILARA STOP!

YAYINLAMA:

İstanbul Erkek Lisesi mezuniyet törenindeki ilginç protesto ile başlayan ve hızla ülke geneline yayılan liselilerin eylemlerini vesile yaparak yedi maddede görüşlerimi paylaşmak istiyorum.

Bir: Gençken hep bir itiraz, hep bir sorgulama, hep bir şüphe hali vardır. Gençliğin doğasındandır bu. İster anne-baba, ister öğretmen, ister devlet olalım, gençliğin doğasından kaynaklanan ve istismar barındırmayan yan bakmalara, ses yükseltmelere, itirazlara kulak kabartalım, gençleri kalbimizle dinleyelim. Gençler, yaratılış fıtratına yakındır, iyi bir iletişimi karşılıksız bırakmazlar.

İki: Fikir, icraat ve hizmet olarak kendini gösteremeyen siyasi örgütler, enerjisi yüksek gruplardan yararlanmak ister. Bu bazen işçiler olur, bazen gençler olur, bazen ayrımcılığa uğrayan kitleler olur. Böyle durumlarda doğal ve haklı tepki sahipliği ile araçsallaştırmayı (istismar, kullanma) ayırt etmek gerekir.

Üç: Liselilik, gençlik, delikanlılık, genç kızlık… Hepsi enerjinin zirvede olduğu dönemler. Gençler, dibini görmediği suya atlayarak değil, kendi özgünlüğünü kaybetmeden yapmalı tartışmalarını. İleride “Kullanılmışız, alet edilmişiz, başka hesaplara kurban edilmişiz” dememek için gençlerin akıllarını başkalarına emanet etmemeleri gerekir.

(Üç): Eğitim sistemimizin sorunları var. Düne göre eğitimde çok iyi olduğumuz, iyi olmadığımız durumlar var. Eğitim politikalarını tartışmak en çok gençlerin hakkıdır, ama bir genç bunları kendi inisiyatifi içinde tartışmalı, direksiyonda kimin olduğunu bilmediği yerlerde değil. Akıl ve muhakeme yetilerimiz varken nefrete teslim olursak oyun kurucuların işine-dişine yarar. Biz, biz olmayız o zaman, attığımız sloganlar başka yerlere düşer.

Dört: Liseli gençler “Laiklik” diyor. Sevgili gençler laiklik dediğiniz şey, bu ülkede darbecilerin ve baskıcı hükümetlerin Aleviler, Sünniler, Hristiyanlar yani farklı inanç mensuplarına karşı kullandığı bir sopa oldu yıllarca. Maalesef, laiklik devletin her dine aynı mesafede durması değil her inanca baskı yapması olarak kullanılmıştır. Biz birlikte yaşamı, inançlara saygıyı bayrak yapmalıyız. Bir konuda sözünüz varsa, her şeyi o sözünüzün yanına kulp olarak takmayın. Sözünüzü temizce söyleyin. Hatta bağıracaksanız temizce bağırın.

Beş: Mevsim şartlarından dolayı lise eylemlerinden şimdilik ‘Gezi’ benzeri bir kalkışma beklemiyorum. Bu eylemler, Eylül ile başlayacak yeni eğitim dönemine hazırlık olabilir. Onun için süreci soğukkanlılıkla yönetmek lazım.

Altı: Türkiye’de hiçbir siyasi ve fikri cephe, gençliğe yeterince ulaşamıyor. Sözgelimi İslamcı-Muhafazakâr geniş çizgi sandıkta yüzde 70’leri aşıyor olmasına rağmen etkileşim içinde olduğu genç, ülkemiz gençliğinin yüzde 10’u bile değil. Gençlik olaylarını tartışılırken fikri ve insanî derdi herkes işin bu yönünü de düşünmeli. Evet, ortada bir problem var ama bu problemde derin ve düşman yapıların kötü emelleri kadar bizim ihmallerimiz de etken.

Yedi: Gençlik, kültür, eğitim, spor ve kentleşme politikalarımızı gözden geçirme zamanımız çok geçti. Bunların hepsi liselilerle ilgili çünkü.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...