İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

BURAYA KADAR HER ŞEY YOLUNDA

YAYINLAMA:

Paris’e ışık şehri denir. Moda ve lükse atıfla… Paris’in sembolü Eyfel son günlerde kırmızı-beyaz renklere bürünüyor. Moda Türkiye’dir o halde derseniz, yanılırsınız… Milli Takımımızın Avrupa Kupası’nda gösteremediği başarıyı sosyal medya kullanıcıları gösterdiği için bayrak renklerimize bürünüyor. Bilmeyenler için özetleyelim: Avrupa Kupası süresince Eyfel Kulesi'nin o gün hangi renge bürüneceği ile ilgili her gün sosyal medyada, Twitter, Instagram ve Facebook üzerinden yapılan paylaşımlara göre oluyor. En fazla paylaşım yapılan takımın milli renkleri Eyfel Kulesi’nin ışıklarına dönüşüyor.

Gazeteciler için haber demek bu, sosyal medya kullanıcıları için de başarının bir parçası olma anlamı taşıyor. Önceleri, internetin ilk dönemlerinde uluslararası web siteleri ziyaretçi sayısını artırmak için anketler düzenlerdi. Türkiye bunu milli bir seferberliğe dönüştürürdü. Hatta resmi yazılarla anketlere katılım teşvik edilir, gücümüzü tüm dünyanın görmesi istenirdi. Doğrusu komik zamanlardı ve aynı komiklik Eyfel Kulesi’ni renklendirme vesilesiyle devam ediyor.

Eyfel’den bahsedelim biraz. Yapan adamın adını taşıyor Eyfel Kulesi. Fransız Devrimi’nin yüzüncü yılı anısına yapılmış bir anıt. Yapılırken çok tantana çıkmış. Beğenmemiş okumuş kesim. Şimdi bizim turistlerimizin bayılarak Eyfel hediyelik eşyaları aldığına bakmayın. Zamanla bu devasa demir yığını Paris’in en önemli sembolü haline geldi. Aynı zamanda Atlantik ötesi iletişim için bir haberleşme kulesi olarak da görev yapmaya başladı. ABD ve Fransa arasındaki en kısa mesafe Eyfel Kulesi’ymiş bir zamanlar. Fezadaki haberleşme uyduları filan çıkmadan önce.

Eyfel’i ziyaret eden turistin haddi hesabı yok. Londra da benzerini yapmaya çalışmış ama olmamış. Onlar devasa bir dönme dolapla idare ediyorlar. İstanbul’da yaşayıp Boğaz’ı göremeyenler vardır ya. Paris’te yaşayıp Eyfel’i göremeyenler de varmış aynı şekilde. Türkçe’ye Protesto ismiyle çevrilmiş La Haine filminde banliyölerden gelen film kahramanı Eyfel’in ışıklarını kapatabileceğini iddia eder. Diğeri ona bu tür şeylerin filmlerde olabileceğini söyler. Avrupa Şampiyonası olurken sokaklarda süren polis-Fransız vatandaşı çatışmasını konuşmak yerine Eyfel’in ışıklarını konuşuyoruz. Zira ışıklar sönerse şov biter , bunu da isteyen pek yok. Işıkların renkten renge girmesinin başka ne izahı olabilir?

Eyfel’i göremeyen milyonlarca kişi yeni bir sosyal patlama eşiğini temsil ediyor Fransa için… “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” sözünün yerini “geleceğini göremiyorlarsa Eyfel’i görsünler” lafı almak üzere… Tüm dünya televizyon başına çivilenip Avrupa Kupası maçlarını seyrederken Fransa’da sokakları kaynıyor. Öyle bizdeki gibi medyanın şişirdiği ve romantikleştirdiği bir balon da değil üstelik.

Protesto filminden bir sahne…

Elli katlık bir binadan düşen adamın hikâyesini biliyor musun? Her katta kendini rahatlatmak için kendine şunu demiş: “Buraya kadar her şey yolunda. Buraya kadar her şey yolunda.” Evet Eyfel’in ışıklarını farklı renklerle görünce buraya kadar her şeyin yolunda olduğu söylenebilir. Ama Fransa’nın sosyal düşüşü devam ediyor.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...