İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

AVRUPA BİRLİĞİ VE İNGİLTERE

YAYINLAMA:

Avrupa Birliği II.Dünya Savaşı’ndan sonra Amerikan Başkanı Roosevelt ve İngiltere Başbakanı W.Churchill’in 1941 yılında Atlantik Beyannamesi’yle tasarladıkları bir proje idi. Savaşın çıkma nedenini ekonomik bozukluklar ve ham maddelere ulaşma çabası olarak görmüşlerdi. Devrin tanınmış iktisatçıları ile birlikte önemli ekonomik projeler hazırladılar.1944’de yani savaşın sonlarına doğru Washington DC yakınlarındaki Bretton Woods kasabasında, bugün iyi tanıdığımız IMF, Dünya Bankası ve Gümrük ve Tarifeler Birliği örgütlerinin temeli atıldı. Bu örgütler dünya ekonomisini yönlendirip canlandıracaktı. Birbiriyle geçinemeyen ve sürekli savaş çıkaran Avrupa ülkeleri için ise önce Marshall planıyla Avrupa ülkelerine milyonlarca dolar aktardılar.. Peşinden, Avrupa Kalkınma ve İşbirliği örgütünü kurdurdular. Amerikalılar İngiltere’ye büyük fonlar transfer ettiler. Almanya’nın taban endüstrilerine yatırımlar yaptılar ve Fransız ekonomisini desteklediler. Böylece doyacak ve giyinecek olacak Avrupa halklarının birbirlerine düşman olmayacaklarını düşündüler. Bu projeye itiraz eden Sovyetler Birliği ise başka yapılanmalara gitti.

Amerika’nın ikinci hamlesi kendi federal ekonomik yapılanmasına benzeyen bir yapılanmayı Avrupa’ kurmak oldu. Avrupa’nın temel altı ülkesini Avrupa Kömür ve Çelik Birliğinde birleştirdiler. Siyasi açıdan yakınlaşmaları henüz erken olduğu için önce Avrupalıların libidolarına hizmet etmek gerekiyordu. Ekonomi ve çıkar hesapları Avrupalıları birleştirebilirdi. Kömür ve Çelik Birliği başarılı oldu. Bu gelişmeler sırasında Avrupa ekonomik birliğini savunan bütün Avrupalı düşünürlerin daha önce Amerikan örgütlerinde çalıştıklarını da hatırlatmak gerekiyor. Amerika’nın Fransa büyük elçisi o dönemde Paris’te verdiği konferanslarda Avrupalıları çabalarından dolayı övdükten sonra Amerikan ekonomik sisteminin entegre yapısından örnekler vererek, bu yapı sayesinde Amerika’nın nüfuzunun Avrupa’nın yarısı kadar olmasına karşın iki misli üretip, iki misli para kazandığını anlatıyordu.

Ekonomi geliştikçe Avrupa Ekonomik Topluluğu büyüdü. Topluğun başını çeken Fransa’nın ve Başkanı De Gaulle’ün Amerika’nın emredici üslubu ve davranışlarıyla sorunu vardı. De Gaulle’ün düşüncesindeki Avrupa, Portekiz’den Urallara kadar giden bir alanı kapsıyordu ve İngiltere’nin Avrupa Ekonomik Topluluğuna üye olma çabasını bir Amerikan oyunu olarak görüyordu. Fransa, De Gaulle yönetiminde İngiltere’nin AET’na girmesini iki defa veto etmişti. De Gaulle’ün ikinci kavgası Amerika’nın Avrupa’yı korumak için ortaya attığı “Topyekün Nükleer Mukabele” doktrininden vazgeçerek “Esnek Mukabele “ denen ve Avrupa’nın nükleer silahlardan korunmasına pek önem vermeyen yeni bir doktrinine geçmesi üzerine oldu. Fransa, NATO’nun askeri örgütüne çekildi. Bu dönemde, Amerika’nın stratejik planlarını bozan Fransa olmuştu. Amerika 1968 öğrenci olaylarını kullanarak De Gaulle’ün yıpranmasını sağladı ve Fransa’nın kurtarıcısı De Gaulle iktidardan düşürüldü. Böylece, İngiltere 1971 yılında AET’ye üye olabildi.

AET 1990’larda Avrupa Birliği'ne dönüştü ve Sovyetlerin çökmesiyle eski doğu Avrupa ülkeleri Birliğe katıldılar Avrupa, avro ile para birliğine giren Avrupa’nın geleceği parlak gözüküyordu. Ancak, Avrupa,1990 ortalarında Amerikan lobilerinin Ortadoğu politikalarına ortak olmak zorunda kalınca günümüze kadar süren terör ve göç olaylarının yoğun baskısı altında kaldı. Öte yandan, Asya ekonomilerinin yükselişi ve Batı ile yoğun rekabete girişmeleri, Amerika’nın Ukrayna politikası nedeniyle Avrupa’nın büyük ekonomik kayıplarının olması Avrupa ülkelerini oldukça etkiledi. Amerika bozulan ekonomik düzeni yeniden düzenleme amacıyla yeni Atlantik Ekonomik İşbirliği Anlaşmasıyla etrafı toplamak isterken, çöküşe dayanamayan İngiltere sistemden çıkarak ekonomisini bağımsız yönetmek istedi.

İşin ilginç tarafı Almanların, Anglo-Amerikan yapısı sisteme karşı çıkıp kendi çıkarlarını gerçekleştirmeleri için uğraşları karşısında iki dünya savaşı çıkaran İngiltere’nin bu gün Avrupa’yı Alman hegemonyasına bırakarak geri çekilmek durumunda kalması. Almanya’nın Rusya’ya yaklaşması durumunda 1648 Westfalya Barışı ile kurulan dünya düzeninin ne hal alacağı ve Amerika’nın can havli ile neler yapacağı çok ilgi çekici veya korkutucu olabilir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...