İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

CHARLİE'NİN YALAN FABRİKASI

YAYINLAMA:

“Charlie Bucket, annesi, babası, iki ninesi ve iki dedesiyle büyük bir kentin bitiminde küçük bir tahta barakada yaşamaktadır. Charlie çikolataya bayılır ama alacak parası yoktur. Biriktirilen parayla yılda bir kez evlerine küçük bir çikolata girer. Bu büyük kentte, Charlie'lerin evinden bile görülen kocaman bir çikolata fabrikası vardır. Dünyanın en ünlü çikolatalarını üretir. Günlerden bir gün fabrikanın sahibi Bay Willy Wonka, imparatorluğunu devredeceği bir varis seçmek için yarışma düzenlediğini açıklar. Charlie de adaylardan biridir.” İşte Türkiye’nin nesillerini bu hikayedeki gibi çaldılar. Elbette çikolata fabrikasının yerine dershaneleri, kariyer imkanlarını koyabilirsiniz. Roald Dahl’ın yazdığı bir kitap Charlie’nin Çikolata Fabrikası. Burada çikolatanın yerini dünyevi-uhrevi vaatler alıyor.

Yazarı Roald Dahl, 1916 yılında doğmuş. Bundan tam yüz yıl önce yani. Petrol şirketleri, hava kuvvetleri derken Dahl, çocuk edebiyatında karar kılmış. İyi de yapmış. Eserleri milyonlarca çocukla buluşuyor. Filme çevriliyor. Petrol şirketi sahipleri, göklerde süzülen pilotlar dünyadan göçüp giderken o kendini hatırlatacak eserlerle ölümünden sonra da hatırlanıyor. Demem o ki, hatırlanmak için bomba yağdırmak iyi bir fikir olmayabiliyor. Hele de kendi halkına.

Ama esas bahsedeceğim konu bu değil. Mevzumuz FETÖ’nün yalan fabrikası. Bu fabrika her cins yalanı üretebilecek kapasiteye sahip. İnsan suretinde robotlarla her maskeyi takabiliyor. Ağırlıklı olarak dindar maskesini tercih ediyorlar. Ama girmedikleri kılık yok. Solcu da olabiliyorlar, ülkücü de… Yeri geliyor koyu Sünni olabiliyorlar, yeri geldiğinde Alevilerin yanında Sünnilere karşı en sert ithamları da yapabiliyorlar. Yeri gelince hümanist, yeri gelince bombalar yağdıran katil olabiliyorlar. Yalan fabrikasının ürünü bunların hepsi. Gerçek yüzlerini unutturacak kadar çok maske takıyorlar. Çikolata Fabrikası’na girmenin bir şartı var: Aileni bırakıp öylece dahil oluyorsun sisteme… Charlie’nin Çikolata Fabrikası’nı okumak isteyenler olur belki daha fazla anlatmayalım.

FETÖ’nün yalan fabrikası, değme kurgu yazarlarına taş çıkartacak fenalıklar içeriyor. Ancak hepsi gerçek. Çalınan hayatlar, kastedilen vatan, ihanet edilen millet… Bunların hepsi gerçek… Yalan fabrikasının çarklarının bozulması için gerekli olan tek süper güç samimiyet. Tamahkarla hilekar birbirini kısa sürede bulur derler. İşte FETÖ’nün yalan fabrikasının yakıtı tamahkarlar oldu. Ekranların, gazetelerin, önemli toplantıların aktörü olmak aklı başında bilinen birçok kişiyi yoldan çıkardı ve yalan fabrikasının mamulleri haline getirdi. Bazı kişilerin aklı başına erken geldi, bazıları ise hala yalan fabrikasının içinden çıkmamaya devam ediyor.

Ağır bir dönemden geçiyoruz. Yeni yalan fabrikalarından korunmak, onların mamulü haline gelmemek için neler yapmalıyız? Hakkımızdan fazlasını istememek, her yüzümüze gülen dost sanmamak, abartılı övgüleri hakaret kabul etmek, gizli kapaklı iş çevirdiğinden kuşkulandığımız kişilerin yanından hızla uzaklaşmak. Görünüşe değil, öze değer vermeye başladığımızda ise ortada ne yalan kalacaktır, ne de yalan üretmeye ve satmaya çalışan fabrikatörler.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...