İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

BAŞINI KENDİ OMUZUNA DAYAYIP AĞLAMAK.!

YAYINLAMA:

Bu yaşananlar yalanmış, oyunmuş, tiyatroymuş diyenlere… Duygusal, insani bir yazı yazıyorum. Dünya yaşamını sürerken, 2 temel seçenek vardır önümüz de.. İyi insan olmak ya da kötü insan olmak. Kötü insan olmak, zahmetlerle doludur, bütün hayatı kötü bildikleri, kötü sandıkları ile yaşarken, çok yorucu uzun bir yolculuktur. Her şeyin altında başka bir şey aramak, iyi insan işi değil. Kötüler için kolay mı ? Çalış dur. Ülke felaketten geçiyor, her şey aşikar… “ihhhhhh olmaz, altında başka birsey var”. Peki anlatıyorlar, dinleyelim, anlayalım… “iiihhhhhh olmaz anlattıklarının altında da bir şey var”. Kandırıldım diyorlar… Kandırdım dese daha mı iyi? İnsana kandırıldım diye ne kadar kızabilirsin... Yok; “iihhhhhh, altında başka bir şey var.” Bak anlayalım, bir bakalım, bir düşünelim..

“ihhh olmaz!” Kötü insanlar, hep yolun yarısında kalırlar, hep yarım kalırlar, Allah'tan… Darbenin acısı, kederi, elemi, endişesi, şaşkınlığı, korkusu, tuzu, teri üzerinde görmüyor musunuz ? Sabrını inançla besleyen adamın, onurunun direnci yüksek adamın, gözlerinin içindeki elemi kederi görmüyor musunuz? Hiç insanın gözünden, ferinden, elinden, kolundan, vücuttan anlamaz mısınız? Bir dolu kişisel gelişim, vücut dili nedir? Ne değildir? Kitapları okuyorsunuz… Arkadaş hiç mı faydası olmadı.

Görmüyor musunuz? Hissetmiyor musunuz? Ülkenin, senin Cumhurbaşkanının, göz bebekleri olanca elemiyle büyümüş, içeriye ağlıyor. Gözlerinde endişeli savaşın, kırık mirasları var. Yorgun, içi kopkoyu. Susamazsın bile, senin sesini duymak isteyen milyonlarca insan var. Pek çoklar.. Kalbinde hiç geçmeyecek izler var. Ve yüz rengin hüzün ve yüz rengin küskün... Başını kendi omuzuna dayayıp ağlayacak vaktin yok. Hakkın yok. Şimdi içi sancıyor.

Herkes bir şeylerden korkar. O herkesin korktuğundan korkar. Ülke sevgisi aşk, kaderini yaratmış. Kader alnına yazılandır. Ve arkanda olan milyonlarca, "dik dur, eğilme" diye her gece bağıran insanlardır. Allah sevgisinden mahrum kalma korkusu dışında korku taşımayan adam. Allah yardımcın olsun.

Funda'ya takılanlar..

.......İnsan ilk piştiği fırının kokusunu taşırmış. Sınıf, statü değiştirse bile... Anladım; o nedenle bazı insanların kokusu tuhaf.

.......70 yaşlarında, ayak tırnakları bordo ojeli kadın anlatıyor..."Meydanlar da olanlar, işsiz güçsüz insanlar. Bu bir oyun" diyor. “Siz ne düşünüyorsunuz “diyor. Cevap veremem; “susssss” diyorum. Taksim meydanında elinizle bayrakla gelin orada tartışalım diyorum. Bir de "ojelerini sil hiç olmamış" diyemiyorum.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...