İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

BİR BEYİN JİMNASTİĞİ

YAYINLAMA:

Karagöz perdesinin arkasında kim vardır?

Karagözcü.

Bu açık gerçektir. Bilinir. Merak edilmez, soruşturulmaz, tartışılmaz. Karagöz oynatılırken yerinizden kalkıp “Kim var ulan orada?” diye bağırır, perdenin gerisinde araştırma yapmaya kalkarsanız, sizi tedaviye götürürler. Ama iki haftadır birçoğumuz meraktan kıvranmakta: “Darbenin arkasında kim var?” Gözle görülüyor: Cemaat. Eylem yaparken suçüstü yakalananlar arasında o kesimle bağlantısını itiraf eden edene. Peki, cemaatin -arkasında değil de tepesinde- kim var?

O da bilinen somut gerçek: Ruhanî lider görünüşlü bir çakma mürşit. Geldik kritik soruya: Onun arkasında? Hazret yıllardır Amerika Birleşik Devletleri başkentine yakın, ağaçlıklar içinde, bir kaşanede yaşıyor. Bugün o ülkeye turistik ziyaret için bile ilk kez gitmek isterseniz vize almak kolay değildir. Sürekli ikamet izni peşine düşerseniz sırat köprüsünden geçersiniz. İn misiniz, cin misiniz? Amerika’da ikamet gibi bir imtiyaza niçin talipsiniz? Servetinizin boyutları? Icığınız cıcığınız didiklenir.

Ama oranın derin devleti diyebileceğimiz bir güç elinizden tutarsa paraşütle inersiniz kaşanenize. Yüzde yüz güvenliğiniz, rahatınız, huzurunuz sağlanır. Yan gelir yatarsınız. Taaa, fatura çıkana kadar… Ne faturası mı? Cennet ikramı cicilik olsun diye mi yapılır sanmıştınız? At besleyenlerin bile bir gün ona bir iş gördürme hesapları vardır mutlaka. Şimdi merakım başka. CIA uzmanları geçmişte hayli falsolar yaptılar. Ama bu kadarı olmaz. Ahmakça zamanlamayla kritik bir düğmeye niçin bastırdılar acaba? Çok geçmeden anlarız.

Recep Tayyip Erdoğan’ın Hitler olmaya çalıştığı tezine hiçbir zaman aklım yatmadı. Hırslı, hırçın, eleştiriye tahammülsüz falan diyebilirsiniz ama diktatörlük derdinde mi? Hayır. İki nedenle:

1. Hitler kişiliği yok. Başarısızlıklardan kaynaklanan komplekslerden sıyrılma çabasıyla nihaî başarı şansı olmayan mantık dışı hayaller kurmuyor.

2. Akılsız değil. Ordunun desteği, hiç değilse tarafsızlığı sağlama bağlanmadan diktatörlüğün gündeme bile gelemeyeceğini biliyor.

Şimdi elimizde somut bir ipucu var bu konuda. Gelin beyin jimnastiği yapalım.

Erdoğan 15 Temmuz akşamı Marmaris’teki otelde. Darbe denemesi başlamış. Kimin kazanacağı belli değil. Silahlı kuvvetlerin en üst kademesinden hayli kişinin ayaklananlardan yana olduğu anlaşıldıkça darbenin şansı artmakta gibi. Ama onlar da diken üstünde. Şanslarını yüzde yüze çıkaracak koz aramaktalar. Oteldeki lider Hitler kafası ve ruhuna sahip bir oportünist olsa, aklına şeytanlıklar gelivermez mi?

“Bu bir tarihî fırsat. Ordu ipini koparmış at gibi. Şunlara haber yollasam… Desem ki ‘Başınıza ben geçeyim, başarıyı garantileyelim. Ülkede sizi de beni de hoşnut edecek bir düzen kuralım’… Öneriyi havada kaparlar. Parlamento, muhalefet, şımarık basın gibi ayak bağları olmadan 2023 hedefime üç yılda uçururum memleketi.. Erdoğan öyle fanteziler kurmadı. Düpedüz canını tehlikeye atarak Atatürk Havalimanı’na uçtu, parlamentolu düzeni korudu. Bu kadar uslu akıllı diktatör adayı olur mu?

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...