İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

FETÖ'NUN CÜPPE RENKLERİ!

YAYINLAMA:

Şaşkınım. Bu derin ve yıpratıcı bir şaşkınlık değil. Alışık olduğum/uz aslında. Alışık olunan şey şaşkınlığa sebep olur mu? Olur… Tersten bir misal. Her kedi yavrusu, her seferinde şaşırtır beni. Onun güzelliği, içimi ısıtması, ruhumu kaplayan ani hayranlık… Olur yani. Pazartesi gazetelerinin manşetleri de öyleydi. Asla küçümsemiyorum. Ayyaşından mollasına herkeste bir letafet… Bir saygılı sükunet. Allah Allah… Bir memleket sevgisi, bir millet aşkı… Güzel. Böyle olsun. Hep böyle olalım. Da…

Rahmetli Özal’a kan kusturup arkasından timsah gözyaşı dökenler… Yani “Meğer alışmışız…” terbiyesizliği geldi aklıma. Hayat tarzı için garanti isteyen “içimizdeki yabancı”ların, yerlilere çektirdikleri yani… Utanmazca, neredeyse yüzyıldır. Piyanist bile çiçek açmış; Fazıl’ım benim sövüp saymalarını unutmamızı istiyor. Olur.

Askerdim. Tugay komutanı bir konuşma yaptı: “Bayırda çimende namaz kılıyorsunuz. Bu kışlada cami var. Pis yerde namaz kılınmaz. Yasak. Sadece camide kılacaksınız.” Aman ne kadar şirin. O camiyi bir kere namaz kılabileceğim vakitte açık bulamadım. Bizi böyle dövdünüz hep. Hep ders vererek. Namaz kılmazdınız, bunda özgürsünüz; ama bize namaz öğretmeye kalktınız. “Cenaze namazına kadınlar katılabilir mi? Saf tutabilir mi?” hastalıklı tartışmasını hatırlayan var mı? Misal Ramazan’da herkesin oruç tutmasını değil, oruç tutanlara saygı gösterilmesini bekledik en fazla. Ama hep, “oruç tutmadığı için dayak yiyen adam” yalan haberleri yaptınız bizi dövmek için.

Ertuğrul Özkök; anlayışlı adamsın ya, empati yap sırası gelmişken. Senin şarabın ve şarapla ilgili engin bilgin beni hiç germiyor. Ama anamın başörtüsünü, karımın kıyafetini kategorize ede ede dövdünüz bizi. Hergün gerilecek bişey icat ettiniz. Seküler imanınızla “din” öğrettiniz. En hafifinden çok ayıptı.Tamam, unutalım. Bir kez daha. Hep yaptığımız gibi. Yenikapı’nın hatırına… Şehitlerin hatırına… Vatan sevgisi hatırına…

“Merkel Almanya’yı Hristiyanlaştırıyor!” Bu cümle kulağa nasıl geliyor? İşte “Erdoğan Türkiye’yi İslamlaştırıyor” da öyle bir cümle. Bu cümleyi kuranların rahatsızlığı ne? Kaldı ki milletin dini inançlarında artma- azalma olduğunu zannetmiyorum. Kimse telaşa kapılmasın. Fakat tersini isteyenlerin varlığını bilmek, anlamak zorundayız. Yani ılımlı İslam sonra daha ılımlı İslam, sonra kiliselerde elele tutuşan ablalar. Sevgi, barış, Hristiyanlığa karış.

Fetö Türkiye’yi bir cemaat eliyle dinsizleştirme ve parçalama projesiydi. Dinlerarası diyalog, Peygambersiz Müslümanlık, hadisler hakkında şüphe oluşturmak, dinde reform, İran etkisine sokarak itikadı bozmak, dini çağa göre yorumlamak iddiaları vs. Hepsi dini kullanarak dinsizleştirme argümanları olarak ama cemaatler yoluyla ama medya maymunu din adamları eliyle sokuşturulmak istendi. Çünkü imanımızla oynamadan bizi bölemezlerdi.

Bir özür: Sayın Devlet Bahçeli. Bugüne kadar hakkınızda çok şey söyledim. Yenikapı’da o kadar “adam”dınız ki, özür diliyor, hürmetle selamlıyorum. Bir dua: Yarabbi, bu ülkenin “sol”a da ihtiyacı var. Solu lidersiz bırakma. Bir teşekkür: Hulusi Paşam. Askerle milletin barışması yolunda büyük cesaret ve asalet sergilediniz. Bu millet seksen milyon askerinizdir. Sağolun. Not: Bence de başlığın yazıyla hiçbir ilgisi yok.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...