İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

YETİŞMİŞ İNSANIMIZ YOK VEYA PARLAK ÇOCUKLAR

YAYINLAMA:

AK Parti 2001’de kurulmuş olsa da, 1960’lara kadar uzanan bir geçmişe yaslanıyor. Bu geçmişte zengin insan kaynağı sayılacak Büyük Doğu, Diriliş, MTTB, Akıncılar, Milli Görüş, MGV, ÖNDER, Birlik Vakfı, Hak-İş, Memur-Sen gibi güçlü siyasi, sosyal ve kültürel yapılar var. Hal böyle iken, özellikle kritik pozisyonlara istihdamda, liyakat ve adalet esasına göre, bu verimli insan kaynağından faydalanmak yerine, neden çoğu kere Fetullah Gülen’in tedrisinden geçmiş gençler tercih edildi?

Ben iki gerekçe görüyorum.

Bir. Çalınan sınav soruları ve özel kampanyalarla parlatılmış (parlak değil) FETÖ’ye mensup gençlerin varlığı.

İki. Dindar-muhafazakâr camianın “Ne yapalım yetişmiş insanımız yok” mazeretinin arkasına gizlenmiş ‘öbür mahalle’ hayranlığı.

Şimdi su satırları okuyalım.

“Son beş-altı ay içinde sosyal, kültürel ve dini grupların bazı çalışmalarına katıldım. Bulunduğum ortamlarda çoğunluğu genç ve orta yaş olmak üzere binlerce farklı sima ile karşılaştım. İçlerinde yazarlar, sanatçılar, sporcular, siyasetçiler, bilim insanları, iş adamları, sivil toplum yöneticileri, bürokratlar, doktorlar, eczacılar vardı. ‘Çoğunluğu genç ve orta yaş’ ifadesinin altını çizerek söylemeliyim ki, durum 1970’ler, 80’ler hatta 90’lar gibi değil, çok farklı. Fark şu; her alanda yetişmiş onbinlerce insan var. Eminim beş on seneye kadar eksik kalınan alanlarda da yetişmiş insanlarımız olacak. ‘İnsan kaynayan’ bu ortamlarda ‘Ama efendim, yetişmiş insanımız yok’ cümlesi kulaklarımı zonkladı. Sevmediğim bir cümledir bu. Hatta bu cümlenin arkasına sığınarak yalan-yanlış işler ve görevlendirmeler yapanlara buğzederim. ‘Yetişmiş insanımız yok’ cümlesi ümmete iftira, millete ve ülkeye haksızlıktır. ‘Yetişmiş insanımız yok’ diyenlere ‘Var’ dedim ben. ‘Yok, efendim’ şeklinde ısrar edenlere ‘Yoksa zemin hazırla’ diye çıkıştım. ‘Yetişmiş insanımız yok’ sözünü her türlü başarısızlığa, yanlış işe, hatalı ve liyakatsiz görevlendirmelere kılıf olarak kullananlara sözüm şu: Adam var, yetişmiş insan var, yetenekli adamlarımız, kadınlarımız, gençlerimiz, tecrübeli büyüklerimiz var. Artık ezberinizi bırakın. ‘Yetişmiş insanımız yok’ cümlesini çöpe atın. Eksik kalınan alanlar varsa yol açın; insan yetişsin. İnsanı biraz eğitim, biraz sorumluluk, biraz da zaman yetiştirir.”

Bu yazıyı, önemli bir yetkiliye, FG yapılanmasına atıfla, yanlış istihdamlar yapıldığını söylediğimde “Yetişmiş insanımız yok, onlar adamlarını iyi yetiştirmiş” demesi üzerine 9 Temmuz 2014’te yazmıştım. “Ben yazmıştım” demek için konuyu tekrar açmış değilim. Bu ülkenin dürüst, liyakatli, ahlaklı ve alanında yetişmiş insan sayısı istihdam ihtiyacından fazla demek için yeniden gündemime aldım. Çünkü 15 Temmuz’dan beri yapılan analizlerde “Bizi zeki çocuklarla kandırdılar” veya “Biz insan yetiştirmeyi ihmal ettik” sözlerini yine çok duydum. Bu sözler, teşhisin eksik olduğunu gösteriyor. Bu sözler bir yönüyle seçkincilik, bir yönüyle de eziklik içeriyor.

Üç hususu tekrar edeyim ki, 15 Temmuz’dan doğru dersler çıkaralım. Parlak-zeki gençler değil, çalınmış sorularla sınavlarda derece yapmış ve parlatılmış gençler vardı. Dürüst, liyakatli, ahlaklı ve alanında yetişmiş insan sayımız istihdam ihtiyacımızdan daha çok. İnsan sorumluluk alınca pişer, uzmanlaşır. Ateşe girmeyen demir tava gelmez. FG’nin insanları esasında devlet kademelerinde yetişti.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...