İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

MATKAP SEVER VE DOSTLARI!

YAYINLAMA:

Ey insanoğlu! Ey matkap severler… Seslenmem size… İstanbul, Ankara, diğer büyük şehirler, Çeşme, Bodrum, yazlık yerler, büyük siteler, küçük siteler, tüm binalar, evler barklar… İstanbul yaşadığım şehirde, yaşadığım evimdeyim. Sabah kahvaltı saati, kahve hazırlıyorum, o da ne; 3.kat, yan blok, bilmem kaç numaralı daire. Matkap sesi geliyor, bir tanesi hilti hatta. Sesi anlatamam. Beyni delercesine, insanı öldürürcesine… “Olmaz” diyorum, “bu gürültü ile yaşayamam” diyorum, zaten Bodrum'a gideceğim, hemen yarın sabah gideyim diyorum.

Gidiyorum. Gece saatleri oradayım… “Ohhhhh” diyorum, sessiz, misss gibi… Yatıyorum, sabah erken uyanıyorum, kahvaltı saati ve arkasından kahveyi hazırlarken, o da ne! Tanıdık bir ses... Matkap sesi, delercesine... “Vinnnnn” Allah'ım olamaz diyorum. Matkap severler, huzurumu bozuyorlar… Huzurumu kim çaldıysa çıksın ortaya diyeceğim, diyemiyorum. Önce konuya komşuya avazım çıktığı kadar bağırıyorum, jandarmaya şikayet ediyorum.

Ablamı, kardeşimi, arkadaşlarımı arıyorum, bağırıyorum, çağırıyorum, o da ne! Onların da konu komşusunda matkap ve tadilat var. Oysa ben, zeytin ağaçlarıma sarılmak istiyorum. Zakkumlarımı öpmek istiyorum. Acz içindeyim. Matkapa kaybedeceğimi bile bile neden mücadele ediyorum ki? Hani paranız yoktu, hani kimsenin parası yoktu, ülke ekonomisi bozuktu. Hepinizin parası var, hepinizin bir odası eksik, mutfak, banyo tadilat ister, pergolaları eski, terasları küçük büyütmeniz lazım. Tadilat içindesiniz. Yer-gök tadilat içinde. Sabrımı kirletmek istemiyorum. Ama ben de insanım. Ne kadar engellemeye çalışsam da isyan duygum yükseliyor..

Matkapa beddua ediyorum... Kulaklarımın, beynimin isyanı ile gürültü ile başa çıkamıyorum… Bu neyin bedeli? Arsız, matkap sever, izansız insanlar, avaz avaz bağırmak isterken avaz avaz susuyorum. Anladım... Hayat yaşamak için çok kısa, matkap için uzun.

Funda'ya takılanlar...

........ Sıla, darbe sonrası Yenikapi Mitingi için, “ben bu şova katılmayacağim” demiş. Ahhhhh Afitap tatlım, sizin kafa enteresan, ikna olmaz ve buzağı arama derdi kafası.. Sadece ben bu mitinge katılmayacağım desen sorun yok. Adını koyunca olmuyor Afitap. Gitgide annene benzeyemeden yorulursun Afitap.

.......Radyocu arkadaşım Jale Şengün ilk kitabı LAKİN BU BİR MASAL'ı çıkardı. “Tarihi erkekler yazar, masalları kadınlar” dedi... Hayatın yemyeşil hikayesine bir kuyunun karanlığına ve Onikilerin coğrafyasına sürükleyecek. Okumaya başladım.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...