İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

KEHANETLERİM

YAYINLAMA:

“Denize düşecek bir yılan Sen nereye dayanırsan dayan Fakir Prens çıkacak yola Herkes sırtını kaşıyacak kendi başına” Bunu ben uydurdum. Üstüne “Kehanetlerim” yazdım mı 500 yıl sonra ünlüyüm. Kesin garanti. Nereden biliyorum? Çünkü hep öyle olur. Şimdi gelelim niye böyle bir saçmalık yaptığıma. Evet. 14 Ağustos’da geçti. Ne olacak şimdi? FETÖ’nün bu kehaneti de boşa çıktı. Hemen yeni bir tarih belirlemeli. Buna da inanan olur nasılsa.

Kehanet öyle bir şey ki; öncelikle her anlama çekilebilir olmalı ki bazı benzer şeyler yaşandığında hikmetinden sual olunmasın. Böylesi müphem deyişler hastalıklı zihinlerde “Deha” algısı yaratsın. İnsanların inanma ihtiyacı farklı bir biçimde ortaya çıkabiliyor. FETÖ’cülerin ki ise “Hastalıklı” diyebileceğimiz boyutta. Michael de Nostredame diye bir Fransız çatlak. Bundan beş yüzyıl önce Güney Fransa’da yaşamış. Daha çok isminin Latince’ye çevrilmiş hali olan Nostradamus adıyla tanınıyor.

Simya bilgini (Yani kurşundan altın üretmeye çalışıyor. Bildiğin kalpazan), kahin, tıp doktoru, şifalı bitkiler uzmanı, kozmetik uzmanı. 14 Aralık 1503 tarihinde dünyaya geldi. Küçük yaşlardan itibaren varlıklı ailesi tarafından kahin muamelesi gördü. Üniversitede tıp okudu. Bu konuda en başarılı işi, şarbon hastalığı salgınında kan akıtarak tedavi yapmak yerine, hastalarını temiz hava, su ve bitkilerle tedavi önermesi olmuştu. Ama kaderin garip bir tecellisi daha sonra başka bir salgında karısını ve iki çocuğunu şarbon hastalığına kurban verdi. Tabii o zaman bile, kel olan saç çıkartıcı losyon satıcısı durumuna düştü.

Bir daha evlenip, kafayı astronomiye taktı. Sabahlara kadar sihirli aynalar, su bulan çatallar, pirinç kâseler, eski kâhinlerin tasarladığı üç ayaklı sehpa Branchus ile uğraştı. Titrek mum ışığında astronomik takvimlere danıştı. Burçların rotasını çıkartırdı. Derken, Nostradamus geleceği gördüğüne inanmaya başladı. 1550’de ilk almanağını yazdı. Bu kitapta on iki tane manzum dörtlük bulunuyordu. Her bir dörtlük gelecek yılın bir ayı ile ilgili genel bir kehanet içeriyordu. Kitaplar büyük ilgi gördü (O zamanlar da insanlar aynıydı anlayacağınız). O da boş durmadı hayatının sonuna kadar her yıl bir almanak yazdı.

Sonra, tabii ki öldü. Oğluna bıraktığı mektupta; “Ama sana açıklamak istediğim şey, göklerin hesaplarıyla elde edilen kararlardır. Bu yolla insan gelecekteki olayları bilir, hayali her şeyi de kesinlikle reddeder. İlahi ve doğaüstü ilhamın astrolojik hesaplarla birleşmesi sayesinde, yerleri ve zamanları doğru olarak bulmak mümkündür, bu da ilahi sevapla, güçle, yetenekle kazanılan bir okült özelliktir. Bu yolla geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek bir tek ebediyet olur, çünkü her şey çıplak ve açık hale gelir.” diyordu. Gelelim kehanetlerine. Hiç biri öyle kesin net anlaşılır değildi. Her anlama çekilebiliyordu. Manzumdu. Yani şiir gibiydi. O yüzden her zaman ona inananlar çıktı. Gerçekleşen olayları “Bak o demişti” diye yorumladılar.

Onun kehanetlerine göre yarısından çoğu geçmiş 2016 yılında olacaklar şunlar:

* Dünya savaşı çıkacak. Savaş 27 yıl sürecek.

* Vezüv yanardağı patlayacak.

* Şimdiye kadar ki en büyük deprem yaşanacak.

* Anne baba olmak isteyenler ruhsat almak zorunda kalacak. (Aslında fena fikir değil)

* “Zenginler birçok kez ölecek” lafının yorumu “Ekonomik kriz olacak” (Tamam da ekonomik krizde zenginler ölürse fakirler daha çok ölür.)

* İnsanlar 200 yıldan daha fazla yaşayacak. (Şimdilik yolu yarıladık denebilir)

* 80 yaşındaki insan 50 yaşında gibi görülecek. (Bak bu doğru. Ajda Pekkan’ı görmüş o günlerden)

* “Krallar ormanları çalacak. Gökyüzü açılacak ve yeryüzü yanacak.” (İşte karışık bir durum daha. Kimine göre ozon deliği, kimine göre radyasyon. İyi de kral mı kaldı be adam.)

* “İnsanlar, krala vergi ödemeyi reddedecekler.” (Yani vergi ortadan kalkacak. İyi bir tahmin. Keşke gerçek olsa...)

* “İnsanlarla hayvanlar konuşabilecek.” (Buna diyecek bir şey bulamadım.)

* “Domuzlar insanların kardeşi olacak.” (Buna da diyebilecek bir şeyim yok Valla.)

İşte 2016 yılında olacaklar bunlar. Ve daha yılın bitmesine 4 aydan fazla var. Ne dersiniz, çok çalışırsak bu kehanetler gerçek olur mu dersiniz?

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...