İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

KİTAP OKUMANIN ZARARLARI!

YAYINLAMA:

İlkokul yıllarında harçlığımın tamamını kitaba yatırırdım. Bir hikâye kitabındaki örnek adamın “yorganını sat kitap al” tavsiyesi, yaptığım işin doğruluğu hakkında beni cesaretlendirmiş, kitap edinme ve okuma konusunda gerçekten ifrat noktasına varmıştım. “Tezgahın Üstünde İstanbul” kitabımda anlattım. Sokaktan geçen eskicileri durdurur, gazete balyaları arasında kitap arardım. İki sebeple yapardım bunu. İlki ucuza kitap edinmek. İkincisi ilginç eski kitaplara ulaşmak. Sonra bir gün eskici bana akıl verdi: “Sen bizim depoya git. Orada neler var neler!”

Tabii eski gazeteleri eskiciye satmak tarihe karıştı. O eskiciler de aldıklarını gidip belli depolara satarlardı. Ben işte o depoları keşfedip, eski gazete dağlarının içinden ne kitaplar çıkarmışımdır. Kiloyla alırdım seçtiklerimi. Hijyeni sormayın. Biraz pis iştir. Neyse, kitapla ilgili ilişkim hakkında fikir versin istedim. Sonra gazetecilik, dergilerde yazmak, yirmi yaşında ilk kitabımın yayınlanması. Velhasıl kitabın macerasını bilirim. Okuyucu olarak da, yazar olarak da, yayıncı olarak da…

Şimdi bu iddialı lafları eden bir vatandaş olarak, yazının başlığı tuhaf duruyor evet. Yazarlık değişti. Yayıncılık değişti. Geldiğimiz noktada, herkesin bilmesinde fayda gördüğüm hususları anlatmak istiyorum. Yorganınızı satın kitap alın ve okuyun. Bu doğru. Hala doğru. Ama hangi kitabı? Oku da ne okursan oku diyebileceğimiz bir düzlemde değiliz. Hadi şimdi kitaplığımızdaki Ergenekon sürecinde aldığımız kitapları bir elden geçirelim. Şu paralel muhabbetinden sonra. Genel olarak kabullenmeliyiz ki; kandırıldık. Kitaplarla da kandırıldık.

İtirazı olan var mı?

İkincisi işin ticari boyutu. Her Çanakkale yıldönümünde mesela, yeni Çanakkale kitapları dikkatinizi çekmiyor mu? Bir zincir marketlerin reklam müdürüydüm. Kitap reyonlarını bir dağıtımcıya kiralamıştık. Satacakları kitaplardan örnekler getirirlerdi. Baktım bir Çanakkale kitabı. Yazarı dağıtımcının kendisi. Sordum “Hayırdır, sen yazar mıydın? Ve hatta Çanakkale üzerine bir ihtisasın mı var?”

Cevap:

“Yok be abi. Vaziyeti kurtarmak için toparladık böyle bir kitap. Kendi kitabımız olunca, telif yok, maliyet düşük. Mecburuz.” Belli zamanlarda, belli kitaplar çok satar. Dikkat edin. Yayınevine bakın. Yazarı araştırın. Ucuz diye kitap almayın. Sonra algı operasyonu, beyin yıkama ve şartlandırma usulleri. Girdiniz büyük bir kitapçıya, kocaman bir kitap kulesi sizi karşılar. Yeni çıkmış bir kitaptan yüzlercesini şekilli olarak üst üste dizerler. Raflara bakarsınız, yeni çıkan kitaplar bölümünde görürsünüz aynı kitabı… Hemen yanda, çok satanlar bölümünde de vardır. Hatta bakarsınız üçüncü 100.000 baskı diye de bir ibare var. Yani bu kitap kapış kapış gidiyor. Herkes okuyor. Siz geç bile kalmışsınız.

Ve o kitabın yazarı, o kitabı yayınlayan medya grubunun televizyonlarında, radyolarında yoğun bir şekilde konuk edilir günlerce. Arkasından o kitabın “intihal” yani “çalıntı” olduğu dedikoduları başlar. O sırada siz de iyi hissetmek ve kusur kalmamak için almışsınızdır çoktan. Bunların çoğu kıymetli kitap değildir. Hatta bakın bazılarının yazarları bugün paralelden tutuklanmış ya da yurtdışına kaçmış… Ve şunu da unutmayın, aldığınız kitabın baskı, kâğıt ve cilt maliyeti, üzerindeki fiyatın en az onda biridir. Yani kârlı iştir. Yayıncıların ağlamasına kanmayın. Özet: Kitap okumak faydalıdır. Zararlı olan size zorla okutturulanlardır. Seçin.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...