İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

TRUMP FARKI İLE LİKİTİDE TUZAĞI

YAYINLAMA:

ABD seçim kampanyalarında yarış devam ederken Donald Trump’ın 2 puanlık Hillary Clinton’a fark atması gündeme hani derler ya bomba gibi düştü. Herkes gündeme son anda giren bu farkı konuşuyor. ABD’nin 45. Başkanının seçim anketlerinde adayların çekişmeleri Hillary Clinton’un biraz gevşemesiyle %43 oy alması, Trump’ın ise %45 ile fark atmasıyla benim de dikkatimi çekti.

Tam bu haberlerin üzerine sabah Prof.Dr.Emre Alkim’i dinlerken ABD Merkez Bankası FED hakkındaki değerlendirmelerini ve seçim yarışında Trump’ın çok haklı bir cümle kullandı derken kulaklarımı iyice açtım.

Nasıl olur! dedim.

Trump’a haklılık payı verilir mi yoksa ben mi yanlış duyuyorum neyse hocamız devam etti. Trump, “VERGİYİ KÜÇÜLTÜP DEVLETİ UFALTICAM.” cümlesiyle başlayıp, Obama’nın vergiyi çoğaltarak halkın belini bükmesi ve FED Başkanı Janet Yellen’dan beklentilerin üzerinde faizler için sıkıştırılması ve ABD’nin başına gelecekler için de günah keçisi olarak görülmesi planını Trump’ın tek bir cümlesi haklı olduğu kanaatine bende hocamız Emre Alkim gibi katılıyorum.

Çünkü, 2.Dünya Savaşı’ndan sonra en büyük kamu harcamasını 8 yıllık başkanlık döneminde Başkan Obama yapmış ve görünen o ki, ABD iyiye doğru mu gidiyor yoksa kötüye doğru mu gidiyor kimse anlamış değil. Herkesin söylemi likitide tuzağına düşmüş olması.

2008-2009 krizinin üzerinden tam 7 sene geçti. Merkez bankaları bu süre içinde 5.5-6 trilyon dolar bastı. Kimi faizi “0”a çekti, kimine bu da yetmedi, negatif faize geçti. Hocamızın dediği gibi; faizin pozitif olması ekonomiye heyecan verir ancak negatif faiz ile mevduat büyümez. Mevduat büyümezse tasarruf artmaz, madem faizlerin düşmesi sonucu yatırım talebiyle birlikte tüketim talebi artacaksa düşen faizler tasarruftan harcamaya dönmeyi özendirecektir.

Sonra düşen faizler, tüketicilerin kredi alarak tüketime yönelmesine yol açacaktır. faiz düşüşü sonrası toplam talebin artışına arz artışı cevap veremeyeceği için arz yer değiştirmeyecek ve bunun sonucunda fiyat artışları olacak ve fiyatlar genel düzeyi enflasyon olarak yükselecektir.

Neden konuyu buraya getirdim biliyor musunuz?

Dün, İstanbul Finans Zirvesinde konuşan TCMB Başkanı Murat Çetinkaya; “sivri biberin fiyatlarının artmasında benim yapabileceğim bir şey yok ben üzerime düşeni yaptım” diyerek, gıda fiyatlarının artmasında herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini belirtti. Benim anladığım bu...

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...