İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

LAWRANCE'İN ASKERLERİ , YILDIRAMAZ BİZLERİ

YAYINLAMA:

Cerablus operasyonu sürerken Türkiye içinden tatsız haberler almaya devam ediyoruz. El yapımı patlayıcı ile teröre devam eden PKK, Muş’ta bir yük trenine saldırdı. Can kaybı yok şükür ama tren vagonları raydan çıkmış. Tren dediğimizde, demiryollarını tahrip dediğimizde aklımıza yüz yıl öncesinden sahneler gelir hep. Hicaz’a giden demiryolunun Arap isyanı tarafından tahrip edilmesini hatırlarız. İstanbul’u Medine’ye bağlayan, Hicaz’ı Anadolu’ya bağlayan bu gönül hattının yok edilmesi aklımıza gelir.

Yok eden Araplardır ama perde gerisinde İngilizler vardır. Aman canım her taşın altında İngiliz arıyorsunuz siz de diyorsanız yazının geri kalan kısmını okumanıza gerek yok. Lawrance’ın koordinasyonunda Hicaz’ın Anadolu ile irtibatı kesilir. Fahrettin Paşa Medine’yi her şeye rağmen savunmaya devam eder. Ancak kötü bir dönemdir ve kahramanlar gidişata engel olamaz. Şimdi yeniden tren yollarının tahrip edildiğini görüyoruz. Oyun yine aynı, maşalar biraz farklı. Yine demiryolları üzerinden Türkiye’ye mesaj veriliyor. Bu devirde demiryolu mu kaldı diye düşünüyorsanız, evet cevabını vermek isterim. Her karış demiryolu bizim için önemlidir. Bir yerde istasyonumuz varsa orası vatanımızın toprağıdır.

Baylar bayanlar, isteğimiz hatlarımızı koparmak değil, güçlendirmektir. Ankara İstanbul arasındaki hızlı tren hattının tüm ülkeye yayılmasıdır. Bu hükümet politikası olmaktan öte millet politikasıdır. Bu ülkede demiryollarına yapılan her saldırı vatana millete yapılmış sayılır. Demiryollarına saldıran herkes otomatik olarak “Lawrance’ın askeri”dir. Rayları korumak sadece tren yollarının güvenlik önlemlerini artırmakla olmaz. Nasıl mı olur?

Bakan Lütfi Elvan versin cevabı: Türk Silahlı Kuvvetleri ekipman üretimine yönelik projelerde yatırım desteği sağlayıp doğrudan alım garantisi vereceğiz. ABD’nin uzun yıllar boyunca başarıyla uyguladığı bu sistemi denememek için sebep yok. Savunma sanayisinde yerli üreticileri desteklemek en az sınırlarımızı savunmak kadar önemlidir. Kendi insansız hava aracımızı (hem de silah taşıyabilen cinsinden) üretebiliyoruz. Diğer kalemleri üretmemek için herhangi bir sebep yok. Biz Lawrance’a dönelim.

İngiliz ajanı Lawrance’ın isyan stratejisi şu temele dayanıyordu: Medine’deki Osmanlı birliklerini şehrin dışına çıkarmamak ve önemli bir askeri gücü sabotajlarla tahrip edilen demiryolunun güvenliği ve tamiriyle meşgul etmek. Bu sayede hem Hicaz’da hem de Suriye’de Osmanlı Devleti önemli güç kaybetti. Bugünlerde aynı senaryo tekrar oynanmaya çalışılıyor. Hatta bu sefer işi sağlama alıp üç koldan birden saldırıyorlar. PKK, FETÖ ve DAEŞ’in aynı oyunun piyonları olduğunu görmek için kahin olmaya gerek yok.

Sadece görmek isteyen bir göz yeterli. Amerika’nın “bizim çocuklar”ı nasıl çuvalladılarsa, Lawrance’ın yeni elemanları da bu sefer başaramayacak. Bu sefer savunmada değil taaruzdayız. Düşman karşımızda ve biz Türkiye olarak tek vücuduz. Tankların önünde durduğumuz gibi Lawrance’ın yeni devşirmelerinin karşısında da dik duracağız. O tren, yoluna devam edecek. Muş’a da Halep’e de Şam’a da gidecek. İstanbul’dan kalkan tren Medine’ye ulaşıncaya kadar durmak yok, pes etmek yok.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...