İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

TERÖR BELEDİYELERİ

YAYINLAMA:

Geçtiğimiz pazar günü İçişleri Bakanlığı tarafından “PKK - KCK ve FETÖ'ye yardım ve destek verdiği” gerekçesiyle 28 belediyeye kayyum atandı. Açıkçası Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da dediği gibi belediyelere kayyum atanması geç alınmış bir karar. Çünkü HDP’nin artık söylem bazında bile değil, fiili olarak da teröre nasıl destek verdiğini uzun zamandır görüyoruz. Belediye araçlarının bombalı saldırılarda kullanılmasından tutun da aynı araçlarla terör örgütlerine mühimmat taşınmasına kadar birçok terör faaliyeti HDP’li belediyeler eliyle gerçekleştirildi.

Bu noktada artık HDP’lilerin “seçilmişlik” zırhına bürünmesi son kullanma tarihi geçmiş bir savunmadır. Çünkü “seçilmiş olmak” demek teröre “meşruiyet” sağlamak ya da devlet imkânlarıyla PKK’ya yardım ve yataklık yapmak değildir. En başta zaten bu konu “demokrasi” kapsamında değil, “terörle mücadele” kapsamında değerlendirilmelidir. Görüldüğü gibi HDP belediyelerinin demokrasinin gereği olan halk için değil, Kandil için seçildiği ortadadır. Belediyelerin halk yerine PKK’ya hizmet ettiği apaçık ortadayken konuyu “seçimle gelen seçimle gider” gibi klişelerle sulandırmak terörle mücadeleye zeval vermekten öteye gitmeyecektir.

Kaldı ki ABD Büyükelçiliği’nin kayyum atamasını eleştirmesi de kabul edilecek bir tutum değildir. Hendek terörüne susup, PKK’yı terör örgütü olarak saymayan Demirtaş’la, sırtını terör örgütlerine dayayan Yüksedağ’ı görmezden gelip bu kararı eleştirmesi ABD’nin terör konusunda durduğu yeri gösteren net bir ibaredir. Acaba kendi ülkelerinde El – Kaide’ye yardım ve yataklık eden siyasetçilere ya da belediyelere aynı “hoşgörüyle” yaklaşırlar mıydı, orasını kestirmek zor.

Tüm bunlarla birlikte belediyelere kayyum olarak atananların da dikkat etmesi gereken husus terörle mücadele kararlılığıdır. Özellikle belediyelerdeki Kürtçe tabelaları indirmek savunulacak bir şey değildir. Böyle bir yanlışlığa anında müdahale edip Kürtçe tabelaların tekrardan asılacağını söyleyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu da ayrıca tebrik etmek gerekir. Unutulmamalıdır ki bizim mücadelemiz terörledir, Kürtçe ve Kürt vatandaşlarımızla değil.

Venedik’te terör propagandası

73. Venedik Film Festivali’nde “Our War” adlı üç Batılının YPG’ye katılmasını anlatan bir “belgesel” gösterildi. “Belgesel” gösteriminden önce kırmızı halıda PKK ve YPG’nin propagandası yapılarak Erdoğan protesto edildi. Şu yaşananlara baktığımızda Batı’nın terör konusundaki çifte standartlığını net bir şekilde görebiliyoruz. Batı kendisinin işine yarayan terör örgütlerine meşruiyet sağlamak için “belgeseller” yaptırabiliyor, terör örgütlerini “şirin” göstermek adına her türlü “imkânı” seferber edebiliyor.

“Muhatabımız Erdoğan değil” diyen ve terörle mücadele konusunda Türkiye’ye her türlü “aklı” veren Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz’un bu “belgeselle” ilgili fikirleri nedir acaba? Terör örgütü PYD’nin “meşrulaştırılmasına”, “şirin” gösterilmesine iki kelam eder mi dersiniz? Ya da PKK’ya mitingler yaptıran ama Erdoğan’ın darbe karşıtı mitinge telekonferansla bağlanmasını engelleyen Almanya tek kelime eder mi? Hadi tüm bunları geçtim. HDP’li belediyelere kayyum atanmasından “endişe” duyan ABD Büyükelçiliği bu “belgeselden” endişe duymuş mudur? Cevap basit, şimdi hepsi kafalarını kuma gömüp çıt çıkarmayacaklar.

Ama şunu unutmayalım; Suriye’de ABD’nin kolluk kuvveti olan terör örgütü PYD’nin Suriye’de terör koridoruyla oluşturmak istediği 2. İsrail Devleti’dir. Bu hedeflerini gerçekleştirme adına terör örgütlerini “meşrulaştıracaklar”, “şirin” gösterecekler ve bu şekilde propagandalarını yapacaklar. Biz ise Erdoğan liderliğinde tüm terör örgütleriyle mücadelemizi yılmadan sürdüreceğiz, hedeflerine mani olacağız.

Ahmet Hakan’a…

Şimdilerde Doğan medyası kendi muhabirini parlata parlata bitiremiyor. Her akşam CNN Türk’e çıkarıyor, konuşmalarını manşetten veriyor. Son olarak da gazetesi kendi muhabiriyle “tartışma programlarının tartışmasız yıldızı” diye röportaj yaptı. Anlayacağınız bir süredir yıkama yağlamayla Hürriyet’e yazar yapmanın ön hazırlığını oluşturuyorlar. Bu kişi İsmail Saymaz.

En son İsmail Saymaz CNN Türk’teki bir programda dindarların bu ülkede hiç zulüm görmediğini, bu sözün ezberden ibaret olduğunu söyledi. El insaf! Çok uzağa gitmeye gerek yok. Saymaz kendi gazetesinin vakti zamanındaki manşetlerine şöyle bir göz atarsa dindarların zulüm görüp görmediğini anlar. Tabi işine gelirse! Ama şu var… Yıkama yağlama böyle bir şey! Bu noktada benim önerim Ahmet Hakan’a… Sevgili Ahmet Hakan pabucun ha dama atıldı, ha atılacak. En iyisi sen şimdiden Saymaz’a Nişantaşı’nı gezdirmeye başla.

Tebrikler Elton John! Geçtiğimiz hafta sanatını çok sevdiğim Elton John Antalya’da bir konser verdi ve şunu dedi: “Bazı arkadaşlar Türkiye konserlerini iptal etmişler. Neler kaçırdıklarını bilmiyorlar. Bu şarkıyı da onlara ithaf ediyorum.” Hatırlanacağı gibi Sting, Jennifer Lopez gibi isimler 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra Türkiye konserlerini iptal etmişlerdi. Kaldı ki ülkemize daha 15 Temmuz’dan bu yana devlet başkanları düzeyinde bir “geçmiş olsun” ziyareti yapılmadığı düşünülürse Elton John büyük bir tebriği hak ediyor.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...