İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

AKILLI YERVANT

YAYINLAMA:

Düşünün: Yıl boyunca İstanbul’un mayıs havası…Yüksek düzeyli meslek ve kültür ortamı… Çevreden saygı, hatta minnet… Rahat, acayip kazanç…Hoş, zeki, sevecen kadın bolluğu.. Var mı her heteroseksüel erkeğin mutluluktan başını döndürecek öyle bir yeryüzü cenneti? Var: Los Angeles. Özellikle onun süper-cenneti Beverly Hills. Bendeniz TV yazarı ve Milliyet büro şefi sıfatıyla orada yıllar geçirdikten sonra kendi ülkemdeki melanet, haset ve cinnet ortamının cehennemine dönünce bütün yakınlarım “enayilik” dediler.

Neden yaptım? İnsanın doğup büyüdüğü yerlerin dışında yaşaması uzayınca kişiliği çatlamaya başlıyor da ondan. Gönülde beliren ince sızı sonunda bütün olumlu koşullara ağır basan bir sancıya dönüşüyor. Yalnız değilim enayilikte. Örneğin Yervant Bostancı adlı vatandaşımız var. Diyarbakır’da doğmuş, oralarda yetişmiş, İstanbul tarafına geçip müziğinin ustası olmuş. Sonra Amerika’ya gitmiş. Los Angeles’da türküleriyle el üstünde tutularak beş yıl kadar sefa sürdükten sonra doğum yerine döndü. Onun durumunda apayrı bir zorluk da var. Kaliforniya dünyada “soykırım hesaplaşması” tamtamlarının en vahşice çalındığı bölgedir. Yervant Bey o curcunanın baskısını da aşabilmişti. “Senin soyunu kurutmaya çalıştılar” denilen insanların arasına attı kendini. (Hâlâ Diyarbakır’da mı bilmiyorum). Uzun zaman Türkçe, Kürtçe, Ermenice kardeşlik şarkılarıyla mutluluğunu dünyaya ilan etti. Yurt dışındaki değişik etnik kökenli Türkiye sevdalılarını ülkeye davet eden devlet adamlarımıza, Ermeni sözcüğünün hakaret gibi kullanılmasının cezalandırılmasını isteyen hukukçularımıza alkışlar. Akıllı ve uygar davranmak kendimize iyiliktir. Toplumumuzun çatlayıp, bölünüp, sonunda “üst akıl” sahibi hasımlara yem olmasını önler.

Gençliğimde katıldığım bir düğündeki davetliler arasında Kürt, Rum, Yahudi, Ermeni, Laz, Çerkez, Arap v.b. kökenliler vardı. Yahya Kemal şiir söyleyerek kadeh kaldırmış, herkesi coşturmuştu. Bir çeşit Osmanlılık gururu yaşamıştım. Bugün de o uygarlık havasını canlandırmak için çok geç değil. Kendi uğraş dalımdan biliyorum. Ne güzel malzeme var!

Kürt kökenli yazarlarımızın oyunları… (Başkalarını bilmiyorsanız Yaşar Kemal’inkilerden de mi haberiniz yok?)… Türk milliyetçisi Yahudi yazar Yakup Almelek’in ürünleri… Kıbrıs Rum bölgesi yazarı Giorgios Neophytou’nun adadaki barbarlıkların Türkler değil de yerli faşistler tarafından yapıldığını sahneye seren DNA’ sı… Böyle olanakları değerlendirebilirsek huzurlu yaşama doğru akıllıca adımlar atarız. Başaramazsak Yervant Beyi Türkiye’ye döndüğüne, kendimizi de bu dünyaya geldiğimize pişman edebiliriz Tam enayilik olur.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...