İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

GAME OVER!

YAYINLAMA:

Amerika Birleşik Devletleri, Amerika Birleşik Devletleri’nden ibaret değil.

Dolayısıyla sahnelenen berbat ve beceriksiz oyun sadece ABD’nin değil, şürekâsının da hanesine “çöküş”ün aleniyet kazanması olarak kazınıyor.

“Green Card” hayali ve “Amerikan Rüyası” ancak eşkıyaya anlam ifade eder hale geldiyse, Hollywood giderek dünyanın daha az ilgisini çekiyorsa, iki aynı şey farklı ifade biçimleriyle rahatlıkla söylenebilir.

İlki Amerika’nın suni değerlerinin inandırıcılığını kaybettiği…

İkincisi ise Afrika’da konserve kutusuna top muamelesi yapan çocukların bile bu içi boş değerlere artık kanmadığı…

Beyaz Saray açıklamalarının satır aralarında eskiden okunmaya değer ipuçları bulunmaya çalışılır, siyasi analizler bu zemin üzerinde şekillenirdi.

Şimdiyse satır aralarında, acziyet ve çelişkilerin saklanmaya çalışıldığı zekâ yoksunu bir üslup gelişiyor.

Siyonizm’e karşı ortaya çıkmış El Kaide’nin ikiz kuleleri yıktığına inanan var mı?

O El Kaide ki, Aytunç Altındal’ın ifadesiyle İsrail’e bir çakıl taşı bile fırlatmamış, Mahir Kaynak’ın ifadesiyle “El Kaide’ye mektup yazıyorsan, CIA’ye yollayacaksın!”

“Başkan’ın Adamları” senaryo yazar, sonra büyük bütçelerle filmi çeker, sonra da dünyaya gerçek diye yuttururlardı. Bıkmış olmalılar ki, berbat senaryolar, berbat prodüksiyonlar ve giderek düşen gişe hasılatı…

Neymiş efendim, Musul’da DEAŞ’e karşı savaşıyorlarmış, uzun sürebilirmiş.

DEAŞ kimin prodüksiyonu? Ve hangi telaşla apar topar Musul’a çöküyorsunuz?

Sen okyanus ötesinden hiçbir alakan bulunmayan her işe maydanoz olacaksın, benim akrabalarımla ilişkilerime de karışma cüretinde bulunacaksın. Olan budur. Neden oluyordu?

Süper güç karşısında, az gelişmiş ülke kompleksine sahip bir Türkiye modellenmişti. Onun için oluyordu.

Amerika! Seni maalesef sevmiyoruz. Gerçek bu.

Avrupa Birliği! Yalanlarından bıktık. Bu birliğe girmek bizim için artık hiçbir şey ifade etmiyor. Kendi bataklığınızda boğuluyorsunuz.

Ve İsrail! Her taşın arkasından fitne sıçratmak için şeytan gibi çırpındığını bilmeyen yok.

Siz bu asil milletin gözünde, içmeye su, yemeye ekmek bulamayan fakir Afrika ülkeleri kadar bile itibarlı/ saygın değilsiniz.

Bir gözü İsrail’de, bir gözü Vatikan’da olan İran ve Siyonizm tezgâhtarı İngiltere’nin hükmü ise asırlar önce verilmiş bu milletin vicdanında.

Hayatiyetini sömürüye, esarete, zulme, yalana, hile ve alçaklığa endekslemiş politikaların üçüncü dünya savaşı çıksa da çıkmasa da yaşama şansı yok.

Pehlivan meydana çıktığında karşısında “er” ister…

Yenilecek olsa bile.

Hormonlu cesametleriyle salınan bu sahte kahramanlar, insanlığın bükülmez cevheri karşısında cüceleşmeye mahkûmlar.

Ve artık öyle oluyor.

Hamaset değil bu anlattıklarım.

On dört asır önceden verilmiş ilahi mesajların inancıyla…

Bir bir gün ışığına çıkan gerçekler…

Zulüm payidar olmaz.

Oyun biter.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...