İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

VURUN SAMSUNG'A

YAYINLAMA:

Her ne kadar artık Samsung Galaxy Note7 ile ilgili bir şey yazmak istemesem de sektör halen bu konuyu konuşuyor. Benim fikrim net; Samsung üzerine düşeni yaptı ve kimseyi üzmeyecek bir değiştirme kampanyası başlattı. Şimdi Note7’lerde yaşanan bu sorunun nedenini tüm dünyaya açıklamalı ve gelecek modellerde buna benzer sorunlar yaşanmayacağına son kullanıcıları ikna etmeli.

Gelelim bu yazının konusuna. Siz de farkında mısınız bilmiyorum ama Türkiye’deki yayıncılar Note7 trajedisini olabildiğince abartıyorlar. Günlük gazeteler için çoktan kapanan bu konu, genellikle “gençlere” emanet edilmiş internet sitelerinde tam gaz köpürtülmeye devam ediyor. “Genç teknoloji editörleri” sanki Koreli şirketle özel bir sorunları varmış gibi aynı haberleri (sektörde bilinen tanımıyla) takla attırarak okurlarıyla paylaşıyorlar. Yani aynı haberleri farklı kelimelerle yeniden yazıp, sitelerinde yayınlıyorlar. Ve her yeni edisyonda daha acımasız sıfatlar kullanarak Samsung Türkiye’ye bel altından vurmaya çalışıyorlar.

Ben bu “vurun Samsung’a” kampanyasının altında bir intikam planı yattığını düşünüyorum. Bazı genç meslektaşlarımın Samsung Türkiye ile bugüne kadar yaşadıkları sorunların acısını şimdi yakaladıkları Note7 fırsatı ile çıkarttıklarını görüyorum. Bu “ödeşme” sürecinin nedenini düşündüğümdeyse Samsung Türkiye’de çalışan bazı yüksek egolu arkadaşların geçmişte yaptıkları hatalar aklıma geliyor.

Şimdi artık büyük çoğunluğu Samsung Türkiye’de çalışmayan bu “sözde profesyoneller” geçmişte çok büyük hatalar yaptılar, çok düşman edindiler. Geldiğimiz virajda “genç ama site sahibi teknoloji editörleri” Samsung çamaşır makinelerinin bile kendi kendine yanabileceğini dillendiriyorlar. Bu nedenle teknoloji basınının yangın riskiyle Samsung markasını bir araya getirme çabasını ilkel toplumlardaki intikam çığlıklarına benzetiyorum. Çünkü marka bağımsız her üründe yaşanabilecek bir durumu Samsung’a ait bir eksiklik olarak gösterme arzusunu başka türlü yorumlayamıyorum.

Her şey rayına oturacaktır

Bugüne kadar farklı unvanlardaki birçok Samsung çalışanının ısrarla yanlış yaptığını kendi gözlerimle gördüm. İyi haber bunların büyük bir kısmı artık Samsung için çalışmıyor. Kötü haberse ekibe yeni katılanlar arasında da benzer hataları yaparak teknoloji basınına “merhaba” diyenler var. Fakat eminim ki yakın bir tarihte tanıştığım Samsung Electronics Türkiye Başkanı DaeHyun Kim ve ülkemizdeki en başarılı teknoloji yöneticilerinden biri olarak gördüğüm Samsung Türkiye Başkan Yardımcısı Tansu Yeğen, bu iletişim sorununa da bir çözüm bulacaktır. Zaten ekibe yeni katılan Kurumsal İletişim Direktörü Sıla Sayar ve Pazarlama Direktörü Barış Gökpınar da bu dengelere itinayla dikkat ediyorlar. Uzun bir zamandır mobil ürünlerden sorumlu olan Tolga Erdem ile henüz tanışmasam bile Milli Kütüphane’deki Samsung Dijital Kütüphane açılışında uzaktan izlediğim ve profesyonel hayatı başarılarla dolu yeni Türkiye Strateji Direktörü Can Kuterdem’e de güvenim tam. Bu ekip, Note7 felaketinin ardından çıkan haberleri de neden – sonuç ilişkisine bakarak değerlendirecek ve gereksiz yere düşman yaratılmaması için gereken önlemleri alacaktır diye düşünüyorum.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...