İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

3 YIL ÖNCE 15 GÜN GECİKEN TAKSİT

YAYINLAMA:

Bir dostum var. Çalışkan, ailesine bağlı. Herşeyi kitabına göre yapan. Bir kaç sektörde sanayi yatırımları var. Son beş yıldır da turizme el attı. Art arda oteller açtı. Onlarca kişiye ekmek veriyor.

Derken bu yıl, turizmin yediği darbe ile o da sarsıldı. Hiç bir hesabı maalesef tutmadı. Çaresiz nakte sıkıştı. Umudunu önümüzdeki yıla bağladı. “Hepsi geçecek” diyor. Diyor da kafasında da bazı şüpheler var.

Dün telefonla görüştük. Dert yanıyordu. Onun ağzından anlatmak istedim:

“Milyonlarca liralık mal varlığım var. Bir kısmı özel bir banka kredisi ile alındı. Üzerinde tedbir var. Ama koyulan tedbir yani borcum, mal varlığımın yüzde 15’ini aşmaz. Çalıştığım bankanın, hep çalıştığım şubesine gittim. Tam 10 yıldır bu şube ile iş yapıyorum. Hesabıma göre çeşitli kredilere tam 1500 taksit ödemişim. Hiç borcum yok. Oturduk hesap yaptık. Bana yeni kredi vermeyeceklerini öğrendim. Şaşkınlık içinde ‘Nasıl olur bu’ diye sorduğumda, aldığım cevap beni daha da şaşırttı. Meğer üç yıl önce bir muhasebe hatasından dolayı bir taksidi 15 gün geciktirmişim. Bana bu yüzden yeni kredi vermeyeceklerini öğrendim.”

Maalesef iş adamlarının bugünlerde kimi özel bankalara gittiklerinde aldıkları cevap bu. Şimdi bu adam ne yapmalı? Elinde borcunu 7 kat karşılayacak mal varlığı varken, sıkışan piyasa nedeniyle nakit akışını nasıl düzenleyecek? Bankalar böyle bir günde işe yaramayacaksa ne zaman yarayacak?

Ne dolar kuru, ne de Avrupa Birliği. Bugün Türkiye’nin önündeki en önemli sorun bu. Reel sektör bankaların ‘aşırı tedbirli’ davranması yüzünden sıkışıyor. İş adamları sıkıştıkça, bankalar “Bak biz haklıymışız” demeye başlıyor. Daha üç ay önce “Kredi verelim” diye peşinde koştukları iş adamlarına, durumlarında hiç bir değişiklik olmamasına rağmen şimdi “Hayır” diyor.

Değişen ne? Madem, 3 ay önce bu iş adamları sorunluydu niye kredi vermek için peşinden koştunuz. Durumlarında değişen hiç bir şey olmadığı, hala tek bir taksit kredisi aksamadığı, tek bir çek bile yazılmadığı halde niye şimdi kendinizi naza çekiyorsunuz. Hangi iş adamı nakit sıkışıklığı yaşamaz?

Dostumun kararı maalesef kendi için belki iyi olacak ama Türkiye için kötü olduğu çok açık. Çünkü süratle küçülmeye gidiyor. Bu Türkiye ekonomisi için çok mikro ölçekte bir değer olsa da kendi başına bir anlam taşıyor. Onun ağzından söyleyeyim:

“Şimdi ayaz var. Üşüyorum. Bu ayazda üstümü örtmeyenlerle yaz geldiğinde hesaplaşacağım. Bir daha bankaların kapısından bile geçmeyeceğim.”

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...