İstanbul
Parçalı bulutlu
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​MAKBULE ATADAN VE FERENC LISZT

YAYINLAMA:

Önemli günler birbirini takip eder. 24 Kasım Öğretmenler Günü’dür mesela. Öğretmenlerimizi ne kadar sevdiğimizi onlara ne kadar değer verdiğimizi anlata anlata bitiremeyiz. Sonra yeniden hayatımıza başka bir anlamlı gün gelene kadar günlük hayatımıza devam ederiz. 24 Kasım Öğretmenler Günü sadece değil. Aynı zamanda Atatürk’e soyadının verildiği Atatürk’ün soyadı aslında tam olarak soy adı değil. Soy adı olması için soyu başlatması veya sürdürmesi gerekiyor. Ancak Atatürk ismini taşıyan ikinci bir kişi yok. Kardeşi dahi Atadan diye bir soyadına sahip. Makbule Atadan. Elbette bu ülkenin vermiş olduğu karardır ve Atatürk’ü kendi ailesinden korumaya kadar varan bir hassasiyettir. Mustafa Kemal Atatürk, sadece bir soyadı almamıştır. Aynı zamanda Kemal olan ismini Kamal yapmış ve Mustafa olan ismini de kullanmamaya karar vermiştir sonraları. Ama bunları konuşmamızın kimseye bir faydası olmaz. Kemalistlere Kamalist desek elimize ne geçer? İsmi Kemal olanların hepsinin ismi Kamal olsa ne gibi bir fayda elde edebiliriz ki?

Ama soyadını konuşmaya devam edelim. Bazılarımızın soyadı, hele ki köylüysek kendi seçimi olmayabilir. Soyadı listesinden herkese uygun birer soy ismi belirlenmiş. Kendi soyadını kendi seçenler arasında işi espriye vuranlar bile olmuş. Halide Edip Hanım soyadı seçmesi istenince adının olduğunu söyleyerek Adıvar demiş mesela. Eğer listeden seçilen soyadları size inandırıcı gelmiyor da Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali’nin soyadı hikayelerini derlediği “Cumhuriyet Tarihi: Soyadı Hikâyeleri” kitabına göz atabilirsiniz.

Soyadı dediğimizde ismin sonuna gelir. Ama önceleri böyle değilmiş. Babamın adı Ahmet. Benim Adım da Halil İbrahim. Yani benim eski adım Ahmetoğlu Halil İbrahim. Eskiden olsa böyle olacakmış. Ne kadar çağdışı diyecek olursanız size küçük bir bilgi fısıldayayım. İzlanda’da soyadları hala babanın adından sürdürülüyor. Yıl olmuş 2016 ve onlar hala böyle yapıyor. İzlandalı olsam adım Halil İbrahim Ahmetoğlu olacaktı. Kız olanlar da Ahmetkızı. Tabii eskiden bazı kişilerin isimleri, özellikle başka yerlerden geldilerse memleketleriyle anılırmış. Bosna’dan gelene Bosnevi filan denilirmiş. Şimdi bu usulü kullanan sanırım sadece Araplar kaldı. Arnavut bir alime soyadı olarak Albani diyebiliyorlar.

Macaristan’da soyadlar hala isimlerin önünde anılır. Liszt Ferenc Havalimanı tabelasını görünce ayılmıştım duruma. Ferenc Liszt nasıl Liszt Ferenc oluyor diye sormuştum. O zaman Türklerde soyadın öne geldiğini öğrenmiştim. Soy önemliymiş kişinin kendisinden. Şimdi öyle değil tabii.

Bizde soyadı kanunundan sonra herkes birbiriyle daha yakın hale gelmiş. Yıldız, Yıldırım, Öztürk, Aydın, Özdemir, Arslan, Doğan, Kılıç, Aslan, Çetin, Kara, Koç, Kurt, Özkan ve Şimşek… Bunlar Türkiye’de en çok kullanılan soyadları. Birbirimize benzeşmek için soyadları bile vesile oluyor.

Coğrafya kaderdir der İbn Haldun. Ya soyadlarına ne demeli? Soyadlarımız bize biçilen kaderin neresinde? Baksanıza… İsmi yerli yerinde duran Ferenc Liszt bizi bir havalimanına götürürken Makbule Hanım Atatürk soyadını bile taşımadan unutulmaya terk ediliyor.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...