İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

DÜNYA 2'YE TESLİM OLDU

YAYINLAMA:

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, “Dünya 5’ten büyük” diyor ya. Kastettiği Birleşmiş Milletler Daimi Konseyi’nin beş üyesi. İşte dün bu Konsey bırakın 5’i, 2’ye teslim oldu.

5 ülke, yani Amerika, Fransa, İngiltere, Rusya ve Çin. Birleşmiş Milletler’de veto yetkileri var. Dikkat edin Almanya bile yok bu listede. Çünkü Çin hariç bu kadro İkinci Dünya Savaşı’nın galipler listesi. Bu yüzden Almanya’yı almamışlar. Eğer bunlardan biri istemezse Birleşmiş Milletler’de bir karar alınamıyor. Bu durum bir çok ülkenin de tepkisini çekiyor. Türkiye bu duruma olan eleştirilerini sık sık dile getiriyor.

Dün Konsey Halep’te yaşanan katliamın önlenmesi için bir ateşkes kararının oylamasını yaptı. Ve Rusya'nın BM Temsilcisi Vitali Çurkin bu tasarıyı veto etti. Çin de ona destek verdi karar tasarısını kabul etmedi.

Güvenlik Konseyi'nin geçici üyelerinden Venezuela da karar tasarısına ret oyu verirken, Angola çekimser kaldı. Diğer 11 üye “Evet” dedi.

Karar tasarısında, Halep'e tüm saldırıların sona ermesini ve sivil halka insani yardım ulaştırılmasını öngörülüyordu. Son derece insani bir şey isteniyordu yani: “İnsanlar ölmesin.”

Bu geçmişte de sık sık yaşanan bir şeydi. Nasıl şimdi Rusya, Suriye rejiminin hareketlerini çok ufacık da olsa kısıtlama ihtimali bulunan bir tasarıya geçit vermezken, Amerika da yıllarca bu durumu İsrail için uyguladı.

Yani İkinci Dünya Savaşı’nın galip ülkelerinden oluşan bu güvenlik konseyi ne düzen sağlayabildi, ne adalet. Dünyanın şimdiki durumundan da belli değil mi?

Aslında polis taklidi yapıyorlar

Çakar lambalı araçların trafiği alt üst etmesinden, emniyet şeritlerini işgal etmesinden herkes rahatsız. Son derece pervasızlar. Çok açık bir hakkını yenme duygusu yaratıyor. Kim oldukları bilinmeyen (Aslında bilinen ama) kişiler büyük siyah araçlarına çakar lambalar takıyorlar. Bu lambalarla geçiş üstünlüğü elde ediyorlar.

Bunun sorun olduğunu gören yetkililer de 192 lira trafik cezası uygulama kararı almış. Bu hiç bir şekilde yeterli değil. Çünkü böylesi bir hile ile davrananlar aslında polis veya üst düzey devlet görevlisi taklidi yapıyorlar. Bu aslında kimlik taklididir. Tıpkı asker-polis üniforması giyip ortalıkta dolaşmak gibi.

O nedenle, sahte çakarlı araç kullananlara sadece 192 lira ceza kesmek yetersiz. Bu tür araçlara kimlik taklidinden işlem yapmak gerekiyor. Kaldı ki, trafikte oluşturdukları terör ve kim bilir kaç kişinin hastaneye geç gitmesi yüzünden oluşan bireysel zararlar hariç.

Galiba bu işi yanlış yaptık

Şu saat uygulamasından bahsediyorum. Gün anca saat 8’i geçtiğinde aydınlanabiliyor. Akşam 6’da da karanlık çöküyor. Enerji tasarrufu için denildi ama kafamda bir türlü oturtamıyorum. Sabah kalkıyoruz, karanlık. Akşam ise çok erken iniyor. Belki sanayi tesisleri, iş yerlerinde falan enerji tasarrufu sağlanıyor olabilir. Ama evlerde tam tersi bir durum var. Çocukların okula, işe gidenlerin işe gitmek için kalktığı saat kör karanlık. Haliyle bütün ışıklar açık.

Üstelik bu işin, sadece tasarruf tarafı yok. İnsanın ruh haliyle de ilgili. Karanlıkta kalkmak insanın sabah saatlerindeki canlılığını adeta emiyor. İş yerlerinden çıkıp evlerine dönenler de karanlıkta yol alıyor. İnsan kendini sanki daha bir yorgun hissediyor. Dediğim gibi galiba bu işte bir yanlışlık yaptık.


Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...