İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

MERKEZ EFENDİ VE PİSA SONUÇLARI

YAYINLAMA:

Dünya eğitim sistemlerinin en büyük özelliği öğrencileri kategorize etmesi. Mesela PİSA diye bir değerlendirme sistemi var. Ülkelerin eğitimdeki becerilerini ölçüyor. Matematikte yine sınıfta kalmışız. Gerçi başka ülkeler de yakınıyorlar sonuçtan ama bizim durum facia.

Sınıfta kaldık. Karne kırıklarla dolu.

Gelecek gençlerin diyoruz ama gençlik çok iyi yetişmiyor. Mesele ne matematik ne de başka bir ders aslında. Gençliğe biçtiğimiz rollerdeki samimiyetsizlikte sorun yaşıyoruz.

Herkesin aklında bir gençlik tasavvuru var. Kimi devrimci kimi dindar... Anneler babalar da aşağıda kalır mı onlar da meslekleri ideoloji olarak bellemiştir. Kimi doktor olsun diye yırtınır kimi subay kimi de avukat... Hayırlısı demek lazım ama bunu çoğu zaman unuturuz.

Merkez Efendi, Denizli’nin maneviyat büyüklerindendir. Manisa’daki mesir macunu da İstanbul’daki Merkez Efendi Camii’nde hep onun izleri vardır. Merkez Efendi’nin adı neden Merkez olarak kalmıştır. Onu anlatalım. Sonra kendi hissemizi alırız bu kıssadan.

Hocaları her öğrencisine dünyayı yeniden şekillendirme imkanı olsa neler yapmak istediğini sormuş. Olmaz ya, haydi düşünün... Bunu düşündürmek bile nasıl bir eğitim metodu izlendiğine dair fikir verebilir. Herkes kendince bir şeyler söylemiş. Merkez Efendi de her şeyi olduğu yerde bırakacağını çünkü kainatın mükemmel bir denge üzerine yaratıldığını söylemiş.

Bu yüzden adı Merkez Efendi olarak kalmış. Bu aynı zamanda özgünlüğü korumanın toplum mühendisliği hatasına düşmemenin de bir örneği.

Herkes gençliğe bir rol biçmeye çalışıyor. Gençlik şöyle olmalı, yok öyle olmamalı böyle olmalı diye. Bunların yeni bir gençlik yetişmesinde çok önemli rolü olduğuna inanmıyorum.

Hayallerle gerçekler çok az yerde birbiriyle kesişir. Onun için ihtiyat payını bırakıp hayırlısı demekte fayda var.

Haydi bir örnek verelim de neşelenelim. İskoçlar malum cimrilikleriyle meşhurdur. Bildiğiniz eli sıkı. İskoçya’dan çıkan milyar doların üzerinde değere sahip tek internet girişimi Skyscanner. Edinburgh’tan çıkan bu girişim Çinli bir dünya devine milyar doların üzerinde bir meblağla satıldı. Yaptığı iş ise cimrilik yapıp, en ucuz uçak biletini bulmaya çalışmaktı. Yani İskoç, İskoç olmaktan vazgeçmedi. Merkez Efendi olsaydı gerçek inovasyonun kendini bilerek ortaya çıkacağını söylerdi. Başkası olmayıp kendimiz olmayı becerebilirsek belki farklı bir yola girebiliriz. Eğitim dediğimizde aklımıza dersler geliyor, oysa eğitimin esas amacı olduğumuz gibi kalmak, olduğumuzun içinde en iyisi olmak değil midir? Başka kıyafetler içine girmeye debelenen bir ülke olarak yaptığımız işin saçma olduğunu düşüneceğimiz bir gün gelecek mi acaba? Başka ülkelere benzemeye çalışırken kendi kimliğini de yitiren bir yaratığa döndüğümüzü fark etmemiz ne kadar zamanımızı alacak?

Merkez Efendi’ye sorsak o bize derinlikle cevap verir ama dinleyecek kulak var mı bilmem. Onun için Merkez Efendi Köftecisi’nde oturup karnımızı doyuralım. Belki karnımız doyunca aklımız daha iyi çalışır.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...