İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

DAĞINIKLIĞA ÖVGÜ

YAYINLAMA:

Pazar gününü yaşıyoruz. Gündem ağır. O nedenle küçük bir gezintiye çıkalım diyorum. Bırakın etraf dağınık kalsın. Dağınık kişilerin ailenin toplumun yoğun baskısıyla karşılaştığını bilmek için hayatta çok uzun süredir bulunmaya gerek yok. Tertipli düzenli olmak, temiz olmakla eşdeğer tutulduğundan olsa gerek, herkeste bir tertip düzen telaşesidir gider. Naziler mesela çok düzenli tertipli insanlardı. Ama bu onların iyi olduğunu göstermez.

Tim Hartford ismindeki bir yazar dağınıklığa övgü mahiyetinde bir kitap yazmış. Aykırı laflar edip konuşmacı olmak dünya üzerinde iyi para getirir. Dağınıklık isimli bu kitap yakında Türkçeye de kazandırılır. Yazar ilginizi çektiyse Türkçeye çevrilen Görünmeyen Ekonomist isimli kitabını okuyabilirsiniz. Aynı zamanda bir köşe yazarı ve aynı zamanda bir radyo programcısı. Meslektaş sayılırız. Dağınıklığa övgüler düzen bu adamın kitabında zihnin çalışmasında dağınıklığın yeri inceleniyor.

Yerleşik düşüncelere farklı bir bakış. Düzenli rafların üzerinde, kasada sıra bekledikten sonra huşu içinde bu kitabı okumak sizi dağınıklığın karşı konulmaz sularına taşıyabilir mi bilmiyorum ama gerçek olan şu ki dağınıklık bazen güzeldir. Her şeyin tertipli olduğu bir dünya ne kadar sıkıcı olurdu düşünsenize.

Şehir planlamacıları eliyle katledilen ve kümese dönen şehirlerimiz bunun en acı örneklerinden birini oluşturuyor. Avusturyalı mimar Friedrich Hundertwasser, tabiatta düz çizginin olmadığını söyler. İnsanın tabiatı icabı dağınık olması gerektiğine atıf yapar. Hundertwasser’in fazla yüksekten konuştuğunu düşünecek olursanız sizi Viyana’da tasarladığı evlere götürmemiz gerekecek. Ya da siz internetten arayarak resmine bakarsınız.

Gelelim Londra’ya. Ünlü alışveriş caddelerinde vitrinler birbirleriyle yarışıyor. Yeni yılın gelmesi beklendiği için her dükkan en güzel kılığa bürünmeye çalışıyor. Sonra bir ayakkabı mağazasının önünde binlerce ayakkabı kalıbı ve büyük boy tek bir ayakkabı resmi. Üzerinde ise mesaj: Sadelik çok karmaşıktır. Hayda bunu Tim Hartford söylememiş miydi diye düşünüyorsunuz. Sonra aklınıza tertip ve dağınıklık hakkında tüm bildikleriniz geliyor. Sonra dağınık Amerikan garajlarından çıkan dünyanın en büyük şirketleri.

Dağınıklık o kadar da kötü bir şey olmayabilirmiş demeye başlıyorsunuz.

Size bir sır vereceğim: Üç vakte kadar dağınıklık çok moda olacak. Çünkü samimiyetsizliğin zirveye çıktığı günümüz dünyasının insanlarının canı çok ama çok sıkılıyor.

Ralph Waldo Emerson, “seni sürekli başkası yapmaya çalışan dünyada kendin olarak kalmaya çalışmak büyük başarıdır” der. Haklıdır. Tertip düzen bazı durumlarda kendimiz olmaktan vazgeçip bir başka kimliğe bürünmeye çalışmaktır. İşte bu bazı durumlarda kendimiz olarak kalabilmek için ortalığın biraz dağınık kalmasına ihtiyacımız olabilir.

Dağınıklık bizim eşya ile olan iletişimimizi insani düzeye taşır ve kendimizi kendimize kusurlu bir insan olarak gösterir.

Büyük büyük laflar ettik ama hayata dokundu mu? Hayır. Eşiniz veya aileniz sizin dağınık olduğunuzu düşünüyorsa buraya kadar yazılan her şeyi boş verip biraz tertipli olmaya gayret edin. Viyana ve Londra’dan sonra işte şimdi yeniden evinizdesiniz. Mutlu bir pazar günü dilerim.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...