İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

"ORDA KİMSE VAR MI?"

YAYINLAMA:

Unutmak insanoğluna bahşedilen en büyük nimetlerden biri…

Hatırlamak gibi…

“Var” eden ve “yok” eden Yüce Yaratıcının kâinat nizamını tezatların muhteşem dengesinde “Ol”durması sayesinde nefes alıp verirken, bize bahşedilmiş aynı tezatların imtihanında hem gerçeği arıyoruz hem de hayata ve ölümden sonrası için vaat edilene layık olmaya çalışıyoruz.

Bülent Ersoy’un, Diyanet İşleri Reisi’nin, bizzat Cumhurbaşkanının ve Türkiye’nin kayda değer çeşitliliğinin bulunduğu ödül töreninde hazirunun gözlerinin içine bakarak ve tane tane “Her yasal hak helal değildir ve olamaz” diyen Alev Alatlı’nın ders olarak okutulması gereken konuşmasını paketleyip arşive kaldırdık.

Alev Alatlı’ya ödül vermek bir tavırdı.

Alatlı’nın konuşması daha ezici ve uyandırıcı bir tavırdı.

Cümleleri alkışlandı sıklıkla…

Fakat ödüle layık gördüğümüz bir aydının, söylenmesi gereken en etkili yerde söyledikleri acaba ne işe yaradı?

“Her yasal hak helal değildir ve olamaz!”ın arkasından palamut değil, adeta orkinos gibi bir gönderme vardı yürütme erkinin kucağına bıraktığı:

“İmar ruhsatı olan bir müteahhit şehrin ufkuna tecavüz ederken yasal olarak suçsuzdur ama yaptığı iş helal değildir!”

İlgililer bir aydının kendileri için kurduğu balık sofrası zannettiler pişkinlikle…

Halbuki kokuyor ortalık, umurları değil!

Yani yeni Cumhurbaşkanlığı/ anayasa değişikliği tansiyonu sürerken “ne alaka?” demeyin!

Yeri gelince unutmalıyız…

Kavgaları… Acıları… Ayrışmaları…

Ama ders alınacak ne varsa hatırlamak kârımıza olacaktır…

Tersini yaparsak, doğrunun ne olduğunu bilsek de hayata geçiremeyiz.

Ve zaten doğruyu biliyor olmak hiçbir işe yaramaz; doğruyu yaşamıyorsak!

Anayasa değişikliği geçer.

Referandum olur.

Bunlar bir tarafa…

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan muhtar buluşmaları gibi periyodik toplantılarda özlediğimiz Türkiye’nin kurucusu ve yaşatıcısı olacak “insan”ların inşası için ortak değerlerimizi ve bu değerlerin harekete geçirilmesini konu olan konuşmalar hayal ediyorum.

Ruhsatsız silahların veya kitabına uydurularak ruhsat verilmiş binaların altında ezilmemizin sebebi “ruhsatsız insanlar”dır ki, Alev Alatlı o konuşmasında çareye de işaret ediyor:

“21.yüzyılın en yaman toplum projesi helal olanı yasal olanla örtüştürmek olsa gerektir.”

Bunu “Dünya beşten büyüktür” diyebildiği için ümitlenerek söylüyor Erdoğan’a hitaben…

Bunu üç milyonu aşkın mülteciye kucak açan ülkenin liderine söylüyor, yapılabileceğine inanarak.

Sayın Cumhurbaşkanım!

Bizim silahlarımız mı çok üstün?

Teknolojimiz mi?

Ekonomimiz mi?

Hayır! Bizim üstün tarafımız, yaşadığımız coğrafyanın bize “helal” olmasıdır.

Meclisteki koltuğu helal olmayanların birbirini ısırması, önceliklerimizi gözden geçirmeyi gerekli kılıyor.

Alın elinize baltayı ve “Bu helal değil…” deyip indirin bir çirkin binaya…

Samimiyetiniz muhtarlarla beraber dil, din, ırk ayırt etmeden bütün coğrafyamızın sinir uçlarına yayılsın…

Size söylüyorum; çünkü sizden başka yapacak görünmüyor.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...