İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​HALK MEMNUN GİBİYDİ

YAYINLAMA:

Tuhaf bir şekilde “huzurluyuz , terör bitti” diyor ve kent kent meydanlarda kendine hitap eden Kenan Evren'i dinliyor, deli gibi alkışlıyordu.

Sene 80, 81.

Anayasa metnini de o halk % 92 ile kabul ediyordu.

*

Demirel, Ecevit ev hapsinde, Erbakan, Türkeş ise gerçekten hapiste idi.

Muhsin Başkan, Doğu Perinçek fiilen işkence altındaydı.

Bugünkü HDP'li Altan Tan'ın babasına Diyarbakır Cezaevinde '..' yediriliyordu bir Ramazan günü. Üstelik adamcağız PKK'lı değil Müslüman bir Adalet Partili idi.

Halk mutluydu.

*

Bülent Ulusu emekli olduğu için Konsey üyesi olamamış, Özal'ın Turhan Feyzioğlu'nu istememesi ile Başbakan olmuştu.

24 Ocak devam ediyordu.

Yağ vardı, petrol vardı, ampul vardı.

12 Eylül öncesi ne yoksa artık vardı.

*

Bankerler doluştu.

En ünlüleri Kastelli ve Bako. Banker Yalçın'da büyüdü. Servet hala köprüden atladı mı belli değil.

İşte o istikrar günlerinde halk tefeci olmuş, faizden geçim zehrini tatmış, bankerler üzerinden devlete borç veriyordu.

Sanal ekonomi.

Dünyanın 2008 krizi gibi ilk toksik finans denemesini belki Türkiye yapıyordu "Mevduat Sertifikası".

Adı bile zorlama! Sistem çöktü.

Kastelli kaçtı. Özal bıraktı.

Halk yine de mutluydu ve 'bir sağdan, bir soldan asan' dengeci cuntayı destekliyordu.

*

Erbakan, rahmetli hapis idi.

Başbuğ, rahmetli hapis ve hasta idi.

Ecevit, rahmetli arada dergi çıkartıp 'kaşındığından' hapse girip çıkıyordu.

Demirel, rahmetli, evinde kontrol altında idi.

*

Demirel, 'bir bilen' adıyla mesajlar veriyordu.

Halk, dinliyor mu belli değildi.

'Devir döner sap döner, gün gelir hesap döner' diyordu.

"Her gecenin bir sabahı var” diyordu.

Demirel, susmuyordu : "Konuşan Türkiye" istiyordu.

Halk?

İstikrar vardı ve mutluydu.

*

Demirel'i, Cindoruk'u, Baykal’ı Konsey'in siyaset tasarımını bozuyor ve parti kuruyorlar diye yine aldılar içeri.

Çünkü Turgut Pasa ile MDP ve Necdet Calp ile Halkçı Parti yeterdi!

Ama Özal 'zuhur etti' Anavatan ile.

Nasılsa bir şey yapamaz diye düşündüler.

İzin verir gibi yaptılar ve seçimden iki gece önce anlı şanlı Kenan Pasa, %92'nin Başkanı TRT'de Özal'a verdi veriştirdi.

Bir 'anasına küfretmediği' kalmıştı neredeyse.

O derece!

Halk ne yaptı?

Özal'ı tek başına iktidar !

*

Sadece aradan 6 yıl geçti ve aynı halk Özal'ı yerel seçimde yere çaktı.

1989'du.

*

1987 seçiminde baraj altı kalıp siyaseti bırakan Ecevit geri dönmüştü.

Uzun hikaye.

Halk baraj geçirmediği adamı 1999'de birinci parti ve Başbakan yaptı.

Ve sadece 3 yıl sonra % 21'den % 1'e düştü şanlı Kıbrıs Fatihi.

*

Demirel "O gecenin" sabahında önce Başbakan ve sonra Cumhurbaşkanı oldu.

*

Halk..

Demem o ki..

Halkın ne yapacağı çok da belli değildir.

Ama devir dün değildir.

Bu anlattıklarım mitoloji ile masal arası hikayeler olabilir.

Çok güvenmeyin.

Fakat bildiğim: En hızlı yemek düdüklü tencerede pişer.

Ancak buhar ayarı önemlidir..

Usta değilseniz, ya yemek fazla pişer püre olur, ya da buhar SIKIŞIR.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...