İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

NİHAYET 'YATIRIM' KİSVELİ KUMARA MÜDAHALE EDİLDİ

YAYINLAMA:

Yasal kisve altında yapılan dev bir dolandırıcılık önlendi. Şimdiye kadar yapılmaması da büyük hataydı.

Hatırlarsınız Türkiye’de kumarhanelerin açık olduğu zamanlar neredeyse toplum çöküyordu. Harçlığını alan tamirci çırakları bile akşamına kumarhanelere gidiyordu. Neyse ki def edildi.

İşte bu FX’de böyle birşey. Aslında piyasaların kullandığı bir yatırım veya finans aracı halindeyken bir anda Türkiye’de kumara dönüştürülmüştü. Aslında FX şu: Para birimlerinin birbirlerine karşı değer artışlarına yatırım yapmak. Yani diyelim ki, “Euro” ile “Dolar”ın pariteleri arasındaki oynaklığa para yatırmak.

“Tamam yatırın. Bunda ne sorun var?” diyecek çıkabilir. Evet görünüşte bir sorun yok. Ama yüz dolar ile 10 bin dolarlık yatırım yapılabildiği an dolandırıcılığa dönüyor işte.

Bu işlemin adı kaldıraç. Yani elinizde diyelim ki bin dolarınız var. Bununla 100 bin dolarlık işlem yapabiliyorsunuz. Ve diyelim ki Euro’nun dolar karşısında değer kazanacağını öngördünüz. Ve buna göre pozisyon aldınız. Ama tam tersi bir durum oldu ve dolar bir kaç kuruş öne geçti. İşte bütün yatırdığınız para yok oldu uçtu. Aslında kendi sermayeniz ile oynasanız çok küçük bir zarara tekabül edecek durum, yüz misli kaldıraç kullandığınız için bütün paranızın buharlaşmasına yol açtı.

İşte kaldıraç sistemi ve beraberinde gelen felaketler bunlar. Bu kumara dönüşen sistem kıyıda köşedeki reklamlar sayesinde halka duyuruldu. Güya ayda on binlerce lira kazanan insanların resimleri basıldı. Sanki bu işe girenlerin her biri döviz uzmanıymış gibi herkesin kazanacağı sistemler önerildi.

Yahu Amerikan Merkez Bankası Başkanı bile doların durumunu tahmin edemezken bizim küçük esnafımız, harçlık alan gencimiz nasıl bilsin? Tabii ki sonunda kumarhanelerin açık olduğu zamanlara dönüldü. Elinde bilgisayarı olan, tüm parasını yatırdı. En ufak oynaklıkta aile faciaları yaşandı.

Kim karlı çıktı dersiniz? Tabii ki kumarın genel kuralında olduğu gibi oynatanlar. Hani o yüksek gelir vaadiyle sizi kandıranlar.

İşte sonunda geç de olsa bu konuda bir karar verildi. Sermaye Piyasası Kurulu kaldıraçlı işlemlere müdahale etti. Buna göre artık ancak 50 bin lirası olanlar FX yapabilecek. Üstelik öyle yüz kat da kaldıraç kullanamayacak. Kaldıraç sınırlaması en çok 10 kat.

Böylece kaybetme hızı azalacak. Yani yatırımcı (Ki bu durumda biz oyuncu diyebiliriz” yüz kat kaldıraca göre oynaklıklardan 10 kat daha az etkilenecek.

İSTANBUL TRAFİĞİ İLE OYNAMAYIN EFENDİLER

Her gün köprüyü geçmek zorunda olanlar farkında idi ama nedenini bilememişti. Sonunda geçenlerde ortaya çıktı köprü trafiği kasıtlı olarak sıkıştırılıyormuş. ‘Deney’ adı altında.

Olay şu: Yapıldığından beri köprülerdeki trafik yoğunluğunun saatlerine göre belli bir yönü var. Sabah saatlerinde Anadolu’dan Avrupa’ya, akşam saatlerinde ise tam tersi yönde yığılma olur. Çünkü İstanbulluların önemli bir bölümü Anadolu yakasında oturup Avrupa yakasında çalışır. Maalesef durum bu. Anadolu yakasında kiralar daha ucuzdur ve Avrupa yakasına göre daha düzenlidir.

İşte bu saatlerde yapılan iyi bir uygulama ile daha az yoğun olan yönden bir şerit alınıp karşı yöne veriliyordu. İşte bu ek şerit uygulamasına bir süre için son verilmiş. “Bunu niye yaptılar. Bize kastları ne?” derseniz durum ortaya çıkıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Müdürlüğü yetkilileri bu uygulamanın bir deney olduğunu açıkladı. Onlara göre amacı Avrasya Tüneli ile İstanbul’un üçüncü köprüsü olan Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ndeki araç trafiğini ‘test etmek.’

Yani 15 günlük yoğunluğun, üçüncü köprü ile tünele nasıl yansıdığının ortaya çıkarılması amacı taşıyor. Bir yandan da anlaşılan daha pahalı olduğu için vatandaş tarafından tercih edilmeyen bu ‘geçiş’lerin kullanımını artırmak hedefleniyor. Ama yöntem bu mudur? Zorla yönlendirmek midir?

Bu böyle yeterince haber verilmeden yapılır mı arkadaş? Öyle akşam yattım, sabah kalktım, ben yaptım oldu durumu uygun mu?

İşlerine, evlerine geciken yüz binlerce insanın sefaletinin sebebi ne? Bunun vebali kimde? Zaten arap saçına dönen trafiği daha da içinden çıkılmaz hale getirince ne olacak zannediyorsunuz?

Zaten bilinen şeyler için deney yapılır mı? Tıpkı “Hadi insan uçabilir mi bakalım” deyip kuleden atlamaya benziyor. Ek şeridi kısarsanız trafik anormal sıkışır. Bunu kime sorsanız size söylerdi. Öyle deney, meney gibi sanki yapılan bilimsel bir şeymiş gibi davranmanın anlamı ne?



Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...