DARBE YASAK, KALKIŞMA DA
Nihayet 15 Temmuz başarısız kanlı darbe davaları başladı. Ankara, İstanbul ve Muğla’da başlayan davalarda konuşan şüphelilere baktığınız zaman çoğu kaçak oynuyor, çoğu yaptıklarını gayet iyi biliyor ama kullanıldıkları algısı yaratmaya çalışıyorlar.
En fazla kullandıkları bahane ise “biz bunun emir komuta zincirinde yapılmış bir darbe olduğunu sanıyorduk, kalkışma olduğunu sonra öğrendik.” Yani özrü kabahatinden büyük… Yani darbe yapsalardı mesele olmayacaktı ama Fetullah Gülen terör örgütünün maşası haline gelmek onları üzüyor…
Sanki darbe yasal bir davranış ama kalkışma bir suç… Hâlbuki en büyük suç darbe yapmak veya yapmaya teşebbüs.
Ama bu darbe alışkanlığı hep ülkenin başına bela oldu. Harp okullarında subaylar maalesef hep “darbe Silahlı Kuvvetlerinin Cumhuriyeti koruma ve kollama çerçevesinde darbe hakkımızdır” gibi bir zihniyetle yetiştirildiler. İnşallah bundan sonra bu kafa değişir ve TSK’nın görevinin yurt topraklarını savunmak, ülkenin çıkarları doğrultusunda askeri harekât yapmak olduğunu herkes anlar… Yani darbe yapmaya kalkmak yerine güneydoğu sınırlarımızda yaşayan halkımızın güvenliği için kuzey Suriye’de operasyon yapmak ve El Bab’ı başarı ile ele geçirmek gibi…
FETÖ’ye kanmış olanlar veya aldatılmış olanlar olabilir ama asker dâhil büyük bir kısmının bu darbe girişimine FETÖ’den alınan emirlerle ve yaptıklarının bilincinde olarak katıldıkları gün gibi aşikâr… Darbeye aktif olarak katılanların yanında bunların devler içine çöreklenip değirmenine yıllardır su taşıyanlar ve onları hilelerle ayakta tutanlar da en az onlar kadar suçlu. Zaten onun için devlet içinde de büyük bir temizlik yapılıyor…
Türkiye’de artık herkes anlamalı ki, darbe en az kalkışma kadar büyük bir suç ve en ciddi şekilde cezalandırılması gereken bir hainliktir. Buna 1960, 1971, 1980 darbeleri, 28 Şubat post modern darbesi ve 2007 e-darbesi de dâhil. Kimse kıvırtmasın, kimse bizi uyutmaya kalkmasın…
