İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​SAADET TABANI 'HE' Mİ DİYECEK?

YAYINLAMA:

İnsanda temiz bir hissiyat uyandıran kelimeler vardır. İnsanın içini kıpır kıpır eden. Arındıran. İnsanı daha da insan kılan... Bana göre, vefa bu kelimelerin başında gelir. Birçok anlamının yanında vefa kelimesinin sevgi, bağlılık, dostluk ve kardeşlik gibi anlamları da var. Mevlana, vefa için "Dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamandır" der... Demek ki, ihanetin olduğu yerde vefadan söz edilemez. Sadece ihanet mi? Aldatmanın, nifakın, hasedin olduğu yerde de vefa olmaz...

***

Bu soyut girişin aksine konumuz son derece somut: AK Parti ile Saadet Partisi arasındaki ilişki. AK Parti Saadet Partisi (Milli Görüş) geleneğinden gelen kadrolar tarafından kuruldu. Tam da bu nedenle üst kadrolar arasında irtibat, geçişgenlik hep var oldu. Bu durum tabanda daha da belirgin. Her iki parti de bugüne kadar bu gerçeğin idrakiyle hareket etti. Siyaseten ters düştükleri de aynı noktada buluştukları da oldu. 12 Eylül 2010'daki referandumda oylarının renginin aynı olduğunu hatırlatalım.

Siyaseten eleştirileri olsa bile, aralarındaki vefa duygusuna halel getirecek bir hareket içine girmediler. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hiçbir şekilde Saadet Partisi'ni hedef almaması, Rahmetli Erbakan Hoca'ya karşı gösterdiği hassasiyeti, vefa duygusunu en iyi SP tabanı biliyor.

Bütün bunları şunun için yazıyorum: Önümüzde her bir oyun kritik olduğu tarihi bir referandum var. 18 Maddeden oluşan Anayasa Değişikliği için son kararı halk verecek. Siyasi partiler, STK'lar, meslek örgütleri, iş adamları çok önceden renklerini belli ettiler. Saadet Partisi de tavrını ortaya koydu. Başkanlık Sistemine karşı olmadıklarını, buna karşı 18 maddelik düzenlemede katılmadıkları noktalar bulunduğunu belirtip "Evet" demeyeceklerini açıkladılar. Fakat kampanya yürütme ihtiyacı da duymadılar.

SP'nin aldığı karar doğal olarak eleştiri aldı. Fakat bazılarında ölçü bayağı kaçtı. İki parti arasındaki ilişkiden habersiz, vefa duygusunu bilmeyen bazı çevreler, insanın yüzünü kızartacak bir seviyeden saldırıya geçti. SP'ye hakareti kendine misyon edindi adeta. Kim adına, kime hakaret ettiklerinin farkında olmayan bu çevrelerin hem AK Parti tabanında hem de SP'de ciddi rahatsızlığa yol açtığını söylemeliyim.

Şimdi gelelim başlıktaki soruya: Saadet Partisi tabanı referandumda "Evet" mi diyecek, yoksa "Hayır" mı? Saadet Partili arkadaşlarla sık sık görüşüyorum. Edindiğim izlenim şu: Parti bir karar açıkladı fakat tabana bir serbestlik alanı da bıraktı. Taban da büyük oranda "Evet" diyecek. Hatta gençler bunun esprisini bile muzipçe yapıyorlar: "Hayır'ın H'sini, Evet'in E'sini alıp sandıkta 'HE' diyeceğiz."

***

Hz. Mevlana'nın vefa için söylediği sözlerden biri de şöyledir: "Vefâ arkanda bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamandır"

Vefa, zücaciye dükkânına giren fil gibi her tarafı kırıp dökmeyi marifet bilen kimseler için bir şey ifade eder mi? Bugüne kadar bir şey ifade etmediyse bile, inşallah, bundan sonra vefayla arınıp durulurlar...


Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...