İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

PEKİ SENİ KİM "KONTROL" EDİYOR KILIÇDAROĞLU?

YAYINLAMA:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “kontrollü darbe” lafını ağzına iyice pelesenk etti.

Bulunmuş olduğu koltuğa kasetle gelen birisi için FETÖ’yü aklamaya ve mağdur göstermeye çalışmak kendisi için kabul görebilir tabii.

Buna lafımız yok!

Çünkü kendisini getirenler belli olduğu gibi haliyle “kontrol” edenler de belli.

Öyle çok uzağa gitmeye gerek yok…

Deniz Baykal’a kaset kumpası kuranların FETÖ olduğu çoktan kanıtlandı.

Bu kumpastan sonra o koltuğa geliyorsan nereye çalıştığında bellidir zaten.

Ama ben bunu demeyeceğim…

15 Temmuz günü Kılıçdaroğlu’nun ne yaptığından bahsedeceğim.

15 Temmuz günü FETÖ’nün darbeci teröristleri halkın üstüne tankları sürerken, F-16’lar millete kurşun yağdırırken Kılıçdaroğlu NTV’den “olayları takip ediyoruz” diyordu.

Neyi takip ediyordu acaba?

Ülkede bir darbe girişimi yaşanıyor, insanlar ölüyor, seçilmişlere karşı bir terör faaliyetine girişiliyor ama Kılıçdaroğlu soğukkanlılıkla “olayları takip ediyoruz” açıklaması yapıyor.

Zaten sonrasını biliyorsunuz…

Asıl darbenin 15 Temmuz’da olmadığını OHAL’in ilan edildiği gün olduğunu söyledi, Yenikapı’ya bin bir nazla geldi, “olayları takip ettikten” sonra ABD’nin açıklamasını bekledi ve sabaha karşı darbeye karşı çıktığını ifade eden açıklamalar yaptı.

Tabii çoktan iş işten geçmişti de onun umurunda değildi, kendisini getirenlere layık olmayı milletten ve bu vatanın bekasından daha çok önemsedi.

Sadece bunlarla da kalmadı…

FETÖ’cü teröristlerin kumpas kurduğu insanları unuttu FETÖ’cüleri mağdur göstermeye çalıştı, “CHP içinde bir tane bile FETÖ’cü yok” dedi, “kontrollü darbe” sözünü sadece bugünlerde değil, birkaç ay önce de açık açık cüret ederek tekrarladı.

Bunları yapan, söyleyen cumhuriyeti kurduklarını ifade eden bir partinin genel başkanı…

Bu aymazlıkları sergileyen dilinden Mustafa Kemal’i düşürmeyen bir zat…

Ve ben tüm bunlara karşı gerçek Atatürkçülerden bir tepki beklesem de onlar gereken tepkiyi göstermeyerek sessiz kaldılar, her kritik durumda sessiz kalanlar gibi tüm yaşananları onayladılar.

Erdoğan nefretlerinden dolayı Mustafa Kemal’in fikirlerini bile satarak terör örgütü FETÖ’nün yanında yer almayı marifet saydılar.

Şimdi de Kemal Kılıçdaroğlu meydanı boş buldukça sallıyor, konuşuyor, oltama kim takılırsa diye yoğun bir çaba gösteriyor.

Tüm FETÖ medya organlarını devlet kapatırken ilk koşan Mahmut Tanal, Eren Erdem, Oktay Ekşi ve Barış Yarkadaş’a da ses çıkarmayan Kılıçdaroğlu.

FETÖ’cü gazetelere ve televizyonlara demeçler veren de Kılıçdaroğlu.

15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra devlet tarafından şüpheli bulunarak yurtdışı çıkışı yasağı konan Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar’a tek kelime etmeyen, onu partiden ihraç etmeyen de Kılıçdaroğlu.

Başdanışmanı FETÖ’cü çıkan da Kılıçdaroğlu.

Partisinin gençlik kollarından FETÖ’cü çıkan da Kılıçdaroğlu.

Kasetle o koltuğa geldikten sonra o kaset kumpasını kuranlar tarafından “kontrol” edilen de Kılıçdaroğlu.

O zamandan bu zamana değişen bir şey yok; Kılıçdaroğlu hep aynıydı, hep aynı merkez tarafından “kontrol” edildi, hep aynı merkezin “kontrolünde” hareket etti.

Şimdi de çıkmış 247 şehit verdiğimiz 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişimine “kontrollü darbe” diyor, darbeyi gerçekleştirenleri aklayarak kendi çapında manipülasyon yapıyor.

Bunu bu millet yutmaz orasını biliyoruz tabii de Kılıçdaroğlu neyin peşinde veya kimlerin ağzıyla konuşuyor?

Darbe günü havalimanı darbeci teröristler tarafından kuşatılmışken oradan nasıl çıkmayı başardı onu hala bilmiyoruz.

O saatlerde nasıl açık otel bulamadı da Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine sığındı orası da muamma.

Açıklaması gereken o kadar çok şey var ki açıklamak yerine Kılıçdaroğlu ortaya bir şeyler atıyor, kim yerse diye durup bakıyor.

En son olarak da “AK Parti içinde 120-180 arasında ByLock kullanan milletvekili var.” dedi.

Daha sonra gazeteciler “açıkla” deyince de “sizlerin soracağını tahmin edemedim o nedenle listeyi getirmedim” dedi.

Liste varsa şayet açıklamak zorundasın Kılıçdaroğlu…

Çünkü ByLock kullanan herkes FETÖ’cüdür, herkes teröristtir. Açıklamazsan da suçu saklayarak hem suç işlersin hem de müfteri olursun.

Ama Kemal Kılıçdaroğlu bunları her zaman yapıyor artık alıştık diyeceğim de sıkmaya, kötü bir şaka olmaya başladı.

Hem tüm yukarda yazdığım şeylere bakınca FETÖ’yle en çok organik bağ kuran partinin CHP olduğu net bir şekilde anlaşılıyor.

Kemal Kılıçdaroğlu oturduğu yerden atmak yerine, çıksın eğer elinde böyle bir liste varsa açıklasın, o kişileri de bizler yerden yere vuralım.

Biz her FETÖ’cünün terörist olduğunu biliyoruz da Kemal Kılıçdaroğlu kendisini oraya getirenlerin böyle olduğunu düşünüyor mu acaba?

Yahut 15 Temmuz’a “kontrollü darbe” derken darbeci teröristleri aklamaya nasıl cüret edebiliyor?

Ya da en önemlisi seni kim ya da kimler “kontrol” ediyor Kılıçdaroğlu?

Kimlerin “kontrolündesin”?


Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...