İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

ÇÖPE GİDEN SAĞLIKLA İLGİLİ BASIN BÜLTENLERİ...

YAYINLAMA:

Basın bültenleri, her sektörde olduğu gibi sağlık alanında da kurumların medyayla iletişimlerindeki en önemli araçlardan biri. Hastaneler, ilaç firmaları, tıp merkezleri basın bültenleri ile markalaşma, etkinliklerini, yeni bölümlerini ya da ürünlerini duyurma ve toplumu hastalıklar konusunda bilgilendirme imkanı bulurlar.

Sağlıkla ilgili basın bültenlerinin medyada yer bulma şansını arttıran bir takım faktörler var; örneğin içeriğinin haber niteliği taşıması, atılan başlığın dikkat çekmesi gibi. Bunun dışında bültenin gönderilme zamanı da gözardı edilmemesi gereken bir kriter. Doğal felaket, terör saldırısı gibi gündemi sarsan olaylarda diyet önerileri, nefes egzersizleri, domatesin faydaları gibi sağlık konularının televizyonlarda, gazetelerde yer bulmayacağı bir gerçek.

Haber merkezlerine sağlıkla ilgili her gün onlarca basın bülteni servis ediliyor. Medyada yer bulan bültenlerin sayısı ise bir elin parmaklarını geçmiyor. Bu da, bültenin yeni ve dikkat çekici bir içeriğe sahip olmasına bağlı. Fakat gel gör ki, Ramazan ayı, kurban ya da şeker bayramı, kanser ve kalp haftası gibi özel günlerde Türkiye’nin dört bir yanındaki sağlık kuruluşlarından neredeyse birbirinin kopyası basın bültenleri geliyor. Ramazan’da kilo almamak için ne yapmalısınız? Diyabetliler oruç tutabilirler mi? Sağlıklı iftar sofrası nasıl olmalı? Elbette, gündeme uygun böyle bültenler hazırlanmalı ama Ramazan’ın bitmesine üç gün kala bile hala oruç, iftar, sahur ve sağlıkla ilgili bülten de gönderilmez ki! Marifet, o dönemde en erken, en çarpıcı ve farklı içeriğe sahip basın bültenini servis etmekte. Aksi takdirde, bültenler gazetecilerin maillerindeki çöp kutularına gitmekten başka işe yaramıyor.

PR UZMANI SAĞLIK MARKASININ MEDYADAKİ YÜZÜDÜR AMA...

Hayatında hiç haber peşinde koşmamış PR’cılar ile gazetecilikten gelme PR uzmanlarının imza attıkları bültenler arasında hem içerik zenginliği, hem de haber dili açısından dağlar kadar fark var. Hal böyleyken, ağzı iyi laf yapan, marka giyinen herkesi PR uzmanı sanma yanlışlığına düşen pek çok sağlık yöneticisi ve hekim tanıyorum maalesef ki! Oysa, bir PR uzmanı sağlık kuruluşunun medyadaki temsilcisidir. Bu yüzden hastanelerin, ilaç firmalarının, hekimlerin, tıp merkezlerinin medyayla ilişkilerini kimin ya da kimlerin yöneteceğini çok iyi sorgulamaları gerekir.

Basın bültenleri sağlık kurumlarının kurumsal duruşlarına da yansıtır. Metinde kullanılan ifadeler o kurumun hastaları bir müşteri olarak mı gördüğünü yoksa hasta memnuniyetine dayalı bir hizmet anlayışını mı benimsediklerini gösterir. Medyaya haber bülteni olarak geçilen bültendeki her kelime bu yüzden özenle seçilmelidir.

ESKİ BÜLTENİ TEKRAR SERVİS EDEN AÇIKGÖZ PR UZMANLARI!

Yedi-sekiz satırlık bilgi yoksunu bir metni medyaya utanmadan bülten diye gönderenler var. İşin daha da kötüsü, bir yıl önceki bülteni tekrar servis eden PR firmalarına ve iletişimcilere rastlıyoruz ne yazık ki! Bazıları da doktorun ismini ya da bültenin başlığını değiştirerek medyayı yanıltacağını sanıyor. Sağlıkla ilgili bilgilerin, hastalıkların teşhisindeki ve tedavisindeki gelişmelerin hızla ilerlediği günümüzde en az bir yıl önceki metni tekrar yollamak nasıl bir PR anlayışıdır? Bu konuda sabıkalı duruma düşen bir kaç halkla ilişkiler firması var. Onlardan gelen bültenler hiç okunmadan hem benim, hem ekip arkadaşlarımın maillerindeki çöp sepetinde yerlerini alıyor. Sağlık PR’ı alanında işin kolayına kaçmaya çalışmanın, karşısındaki gazetecileri aptal yerine koyarak aldatacağını düşünmenin bedeli ağır; PR firması ya da PR uzmanı olarak ciddiye alınmamak... Tabii, bu işten en fazla zarar gören medya iletişimlerini böyle sözde PR uzmanlarına teslim eden hastaneler, tıp merkezleri ve doktorlar oluyor.

Sağlıkla ilgili basın bültenleri aynı zamanda bir kurumun medyadaki itibarıdır.

Bu tür içerik yoksunu, eski, reklam kokan ya da sağlığa ticari yaklaşımın ön planda olduğunu gösteren basın bültenleri sadece PR uzmanlarının değil, hastanelerin de medyadaki kurumsal güvenirliliğini sarsar. Sağlık yöneticilerinin basın bülteninin ve haberin ne olduğunu bilmemeleri son derece doğal. Hakim olmadıkları bu alanı uzman ve deneyimli bir isme ya da PR firmasına emanet etmeleri işlerini kolaylaştıracaktır.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...