İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​ORUÇ GÜÇLÜ BİR MEVSİMDİR

YAYINLAMA:

Tabiatın, güneşten kaynaklanan farklı hâllerine mevsimler diyoruz. Yaz-Kış, Sonbahar-İlkbahar tabiatın mevsimleri. Her mevsimde iklim farklı; güneş farklı, rüzgâr farklı, yağış farklı ve flora faklıdır. Müthiş bir devinim var. Tabiatın mevsimleri olduğu gibi insanın hayat içerisindeki ilerleyişi ve bu ilerleyişteki geçişlerinden de mevsimler oluşur. Mesela çocukluk, gençlik, orta yaşlılık, ihtiyarlık insanın ömür yörüngesine ait mevsimleridir. Her mevsim ayrı bir dünya, ayrı bir iklim, ayrı bir lezzet, ayrı bir psikoloji…

Mevsimler bu kadar çeşitli olmasaydı, insanlar ve toplumlar bu denli farklı olmazdı. Tek mevsim olsaydı, meyveler, sebzeler, çiçekler, sular, bulutlar, dağlar da bu kadar çeşitli olmazdı. Mevsimler rengârenk ve çok zengin. Allah, nimetlerini mevsimleri değiştirerek çeşitlendiriyor, farklılaştırıyor, çoğaltıyor.

İnsan mevsimlere benziyor, mevsimler de insanlara benziyor. Kimimiz kış, kimimiz baharız; bazılarımız ikindi güneşi, bazılarımız sam yeli. Terazide hepsinin değeri farklı da olsa hiç biri gereksiz değil, hepimizin bir anlamı var.

Oruç, mevsimlerle örülü bu dünyanın neyi olur? Oruç, bir mevsim midir? O gelip geçen bir vakit midir, yoksa daha derin bir şey midir?

Oruç, insanın kendi iç dünyasına yaptığı yolculuktaki doğal mevsimlerinden biridir. Çok güçlü bir mevsimdir o. Çünkü oruç, insanın kendisiyle, insanın diğer insanlarla ve canlı-cansız çevresiyle, insanın yaratıcısı ile olan ilişkilerinde farklı bir iklim sunuyor.

Oruç ikliminin insana verdiği tazelik duygusu, insanın yeniden ve güçlü biçimde iman etmesini, kendini tanımasını, yaratanını tanımasını sağlıyor. Oruç mevsimi, insana, az yiyerek bedenine, az konuşarak diline, sabrederek iradesine hâkim olmasını öğretiyor. Bu yönüyle oruç, öğretici ve değiştirici bir mevsim. Oruç mevsimi, toprakla buluşan ağaç fidanının dibine dökülen can suyu gibi insanı yeniden hayata, yaratanına ve ibadete bağlıyor.

Oruç, insanın cemresi gibidir. Cemreler nasıl hava, su ve toprağa düşünce kâinat canlanıyor ve hareketlilik başlıyorsa Ramazanda da oruç insana değince insan yenileniyor. Oruç mevsimi insanı maddeten ve manen toparlıyor, sarmalıyor, tamir ediyor. Tamir bir ömür işlemidir, insan her tamir sonrası yeniden ömür kazanıyor, zamanı bereketleniyor.

Oruç mevsiminin gücü bir ay ile sınırlı değil. Ayın hareketleri eşliğinde, insan ömrü boyunca, yılın her günü oruç ile nasipleniyor. İnsanlığa hediye edildiği günden beri geçen zamanda, oruç güzelliğinin değmediği hiçbir gece, hiçbir gündüz; hiçbir zaman, an, saniye kalmamıştır. Yılın her anı Ramazanla rastlaşmış, hemhâl olmuştur.

Oruç, insanın gerçek mevsimlerinden biridir. Oruç, insanın kalbini iyileştiren bir mevsimdir. Oruç, insanı kendine ve Rabbine döndüren özel bir mevsimdir.

*

2016 yılında yayınlanan Oruç Mevsimi adlı kitabımın ikinci baskısı bu hafta İz Yayıncılık’tan çıkacak. Bu bilgiyi de paylaşmak istedim.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...