İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

HASTA YAKINLARI OLMASA BAZI HEMŞİRELER NE YAPAR!

YAYINLAMA:

Farzedin bir yakınınız hastanede yatıyor. Hastanıza sonda takılı. Sondadaki idrarı boşaltmak kimin görevidir? Hemşirenin mi? Hasta bakıcının mı? Yoksa hasta yakınının mı? Yani sizin mi?

“Bu saçma sapan soru da nereden çıktı?” diye düşünmeyin. “Köşe yazısı mı okuyoruz yoksa sınava mı tabi tutuluyoruz?” diye de hemen bana kızmayın. Geçtiğimiz günlerde üç yakınımın çeşitli hastanelerde tedavi gördüğü süreçte hasta bakımıyla ilgili beni şaşırtan öyle durumlarla karşılaştım ki! Hemşirenin ve hasta bakıcının sorumluluğu olarak bilinen görevler, hasta yakınlarının sırtına yıkılmaya çalışılıyordu.

Yakın bir akrabamın gelinine “Dün neredeydiniz? Hastanın bütün özel işleri bize kaldı” diye çıkışan hemşirenin, angarya olarak gördüğü işler hastanın sondasındaki idrarın boşaltılması ve ilacının verilmesiydi. Türkiye’nin önde gelen devlet hastanelerinden birinde görevli bir hemşirenin hasta bakımına yaklaşımı maalesef buydu. Hastanın ilacını hasta yakını verecekse, sondasındaki idrarı gene o boşaltacaksa hemşireler, hasta bakıcılar niye istihdam ediliyordu o zaman?

YAŞLI HASTANIN KİMSESİ YOKSA...

89 yaşındaki akrabamız yalnız yaşayan bir kadındı. Yeğeni ve eşi ilgileniyordu kendisiyle. Peki ya, mesleğinin sorumluluğunu hasta yakınına yıkmaya çalışan hemşirenin karşısında hiç akrabası, ilgilenecek kimsesi olmayan bir yaşlı olsaydı ne yapacaktı o zaman?

Şimdi bazılarınız, hemşirelerin omuzlarına yığılan aşırı sorumluğa dikkat çekip, sayıca az olduklarını, servisteki tüm hastaların bakım ve tedavilerine yetişmekte zorlandıklarını söyleyeceksiniz. Elbette, bu tür sorunlar çözülmelidir ancak hiçbir sebep hemşirelerin hasta bakımıyla ilgili temel sorumluluklarını yerine getirmemelerinin, bu işleri hasta yakınına yıkmaya çalışmalarının bahanesi olamaz. Bu olsa olsa, hastanın kızına, gelinine, torununa yüklenerek kendi sorumluluğunu azaltma çabasıdır. Çünkü bunları söyleyen hemşire, o sıra oturmaktadır.

Alın size tanık olduğum bir başka örnek daha... Hemşire bankosunda doktoru bekliyorum. Yaşlıca bir kadın, hemşireye “Hastamın damar yolundan kan geldi” diyor. Hemşire soğuk ve ilgisiz bir bakışla “Olabilir, normaldir” diyor. Hasta yakını ekliyor: “Çok kan geliyor ama hemşire hanım. Dirseğine kadar aktı kan.”

Böyle bir durumda hemşireden nasıl bir yaklaşım beklersiniz? Hastanın yanına gidip damar yolunu kontrol etmesini... Kanayan yeri silmesini... Kan bulaşmış tıbbi malzemeyi değiştirmesini... Ama nerde! Hemşirenin hasta yakınını terslercesine verdiği yanıt: “Olur böyle şeyler. Bir şey olmaz.” Verdiği cevaba mı kızayım, yoksa hemşirenin bakışındaki sevgisizliğe ve ses tonundaki agresifliğe mi, bilemedim. Bir şey söylememek için zor tuttum kendimi.

OLUMSUZ ÖRNEKLER TÜM HEMŞİRELERE MALEDİLEMEZ!

Elbette bu tür olumsuz örneklerin bedeli, özveriyle çalışan Türkiye’deki tüm hemşirelere kesilemez. Türkiye’de 100 bin kişiye düşen ebe-hemşire sayısı 252.

Buna karşın Avrupa Birliği ülkelerinde bu rakam 836. Ülkemizde hemşire sayısında açık var. Ancak hemşirelik mesleği ile ilgili hangi sorun olursa olsun, hasta bakımında bazı sorumlulukları hasta yakınlarına yıkmanın mazereti olamaz.

Hastanelerde geçen son bir ayda elbette güzel örneklere de rastladım. Eşimin tedavi gördüğü hastanenin belki de en güzel yanı hasta bakımındaki mükemmeliyetti. Hemşireler hem hasta bakımını, hem de birbirleri arasındaki iletişimi ve koordinasyonu başarıyla yürütüyorlardı. Demek ki, hemşirelik hizmetleri müdürlüğü, o hastanedeki işleyişin kalitesinde önemli rol oynuyor. Kuralların iyi konması, denetimlerden elde edilen verilerin olumlu dönüşüm için kullanılması gerekiyor. İnsan hasta yakını olunca hasta bakım hizmetlerinde yaşanan sorunların farkına varıyor. Gözlemlerime göre özellikle yeni mezun hemşirelerin hasta ve hasta yakınlarıyla iletişim konusunda da eğitime ihtiyacı var.

Şimdi diyeceksiniz ki, “Bunları yazdın iyi güzel de, hasta yakını olarak ne yaptın?” Hemen belirteyim. Hemşirelik hizmetleriyle ilgili karşılaştığımız olumsuz örnekleri söz konusu hastanenin yöneticisiyle bir bir paylaştım. Çünkü hasta ve hasta yakınlarının şikayetleri sağlık hizmetindeki aksaklıkların fark edilip düzeltilmesi için fırsatlardır. Bu tür bildirimler sağlık sistemindeki sorunlara ayna olur. Hasta yöneticisi de yaşadığımız problemleri kendilerine ilettiğim için teşekkür ettikten sonra, hemen ilgili birimlerin sorumlularıyla temasa geçerek bizzat sorunun takipçisi oldu.

Tabii, diğer yandan hasta bakım ve hemşirelik hizmetlerinde ideal hizmeti sunan hastanenin yöneticisini ve hemşirelik hizmetleri müdürünü de tebrik ettim. Hastalardan ve hasta yakınlarından gelen olumlu geri dönüşler sağlık yöneticileri ve sağlık personeli için en anlamlı ödüllerden biri değil midir?

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...