İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​YENİ DARBE NE ZAMAN?

YAYINLAMA:

“Türkiye’de bundan sonra yeni bir darbe mümkün mü?” sorusuna cevap ararken 15 Temmuz’un ne olduğunu üzerinde yeniden düşünmek ve olanı tam olarak ortaya koymak gerekir.

15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi, öncekilerden farklılık gösterdiği gibi “darbe” tanımını aşan niteliklere sahipti. Yönetime değil devlete el koymak, 15 Temmuz’un önceki darbelerden temel farkıydı. Geçici değil kalıcı olmak cuntanın başka bir hedefiydi. Ayrıca 15 Temmuz’da çoklu darbe amaçlanmıştı; darbenin hedefinde hükümet, ordu, bürokrasi, STK’lar, millet vardı. Cuntanın katliam planının olması da, 15 Temmuz’u önceki darbelerden ayırıyordu. Bunların yanı sıra, 15 Temmuz cuntasının yaptığı darbe girişiminin sonucu olarak, bazılarınca iç savaş ve işgal planlanmış olmasını da unutmamalıyız.

Yukarıda anlattıklarımdan sonra “Türkiye’de bundan sonra yeni bir darbe mümkün mü, yeni bir darbe ihtimali nedir?” sorularına cevaplarım şunlardır.

Yönetime el koymak niyetiyle yapılacak klasik darbe girişimleri, eskisine nazaran zorlaştı. Çünkü darbenin fikri temelleri ve mekanizmaları zayıfladı, darbeyi fiziken kolaylaştıran unsurlar devre dışı kaldı, halk başta olmak üzere sosyal, siyasi ve kültürel dinamiklerin çoğu darbe konusunda artık daha bilinçli. Üstelik askerin içinde darbe karşıtları çoğaldı.

Yönetime el koymak niyetiyle yapılacak geleneksel-klasik darbe girişimleri, artık çok zor ama imkânsız değil. Çünkü Türk Ordusu, aynı zamanda bir NATO Ordusu... Bunun yanı sıra, darbeciliğin temellerini oluşturan fikirler halk nezdinde zayıflamış olsa da, ordu mensuplarının zihinlerini, belli ölçülerde şekillendirmeye devam ediyor.

Ayrıca, klasik-geleneksel darbeler zor olsa da ‘yeni nesil’ darbeler mümkün. Darbeler bir yönüyle depreme benzerler. Fay hattında iseniz hep hazırlıklı olmak gerekir, çünkü o kendini zamana göre üretmeyi dener. “Yeni nesil darbe” kavramı üzerine zihin yormamız gerekir.

Kaos ve yönetilemezlik planları üzerinde ayrıca düşünmeliyiz. Çünkü darbe açıktan gelen bir tehlike iken iç savaş veya işgal amaçlı üretilen senaryolar ve planlar daha sinsi yol almaktadır. Bu noktada şu soruyu merkeze alabiliriz: Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyada kaos, iç savaş, kutuplaşma yapmak isteyen coğrafyamızın ortak düşmanları bu amaçlarına ulaşmak için hangi mekanizmaları, gerilimleri, stratejileri, mecraları kullanırlar?

Darbe, işgal, iç savaş, kaos ve yönetilemezlik planlarına karşı ne yapılması gerektiği üzerine herkesin daha çok düşünmesinin kaçınılmaz olduğu bir dönemdeyiz. Üstelik bu düşünme sürecini, tek başımıza değil “coğrafya şuuru” çerçevesinde Ortadoğu, Balkanlar, Afrika ülkeleriyle ve bu ülkelerin halkları, kadınları, gençleriyle birlikte yürütmeliyiz. Coğrafya şuurunun oluşmasında Türkiye, bölgemizde öncülük etmelidir. Bu öncülüğe sivil, siyasi, kültürel, sosyal unsurların hepsi destek vermelidir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...