İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​BELİRSİZLİK VEYA BLÖFLER

YAYINLAMA:

Amerikan basınını takip edenler uluslararası ilişkilerde tek bir teorinin, güç teorisinin işlediğini fark edeceklerdir. Haber başlıklarına şöyle bir bakalım: Trump Beijing’e karşı (Çin) sabrını kaybediyor. Çin’e karşı birkaç cephede daha sert politika izleyecek. Bu sırada Amerika, Çin’in kendi ülkesinin bir parçası saydığı Tayvan’a kendisini Çin’e karşı savunması için silah satıyor; Kuzey Kore krizi kaynıyor. Kore ile bir savaş çıkmamalı; İran’la büyüyen savaş tehdidi; Suriye, İdlip’e karşı kimyasal silah kullanacak, buna cevap verilecek; Afganistan’da elçilik yapan James Cunningham’a göre Askeriye, Afganistan karmaşasıyla tek başına başarılı olamaz. Amerika, Afganistan’a daha çok asker gönderecek; Almanya ile ekonomik kriz büyüyor. Merkel, G20 toplantısında anlaşma olmayabilir, dedi. Amerika yarattığı uzay hukuk sisteminde uzayın ancak barışçı amaçlarla kullanılacağını vurgulamıştı. Uzay cisimleri hiçbir ülkenin edinimine konu edilmeyecekti. Amerika’da yeni gelişen düşünceye göre, Amerikan hukukçuları uzay gücü oluşturulması görüşünde birleşiyorlar.

Türk gazeteleri ve köşe yazarlarının yazıları Amerika’ya karşı sitem dolu. Amerikan savunma ve dışişleri bakanları Rakka operasyonlarından sonra, YPG’nin elindeki silahların bilindiğini, bunların toplanacağını söylüyorlardı. Rakka operasyonları sona yaklaşırken, Rakka’dan sonraki gelişmeler için silah verilmeye devam edileceğini belirtiyorlar. Kuzey Irak’ta ise Barzani referandum yaparak bağımsızlık ilan etmeye hazırlanıyor. Amerika’dan ve Rusya’dan hiçbir ses yok. Cumhurbaşkanımız, Trump ve Putin’le telefon diplomasi yaparak Kuzey Suriye’deki durumu, Katar’daki gelişmelerin sonuçlarını almaya çalışıyor. G20 toplantısında bu konular karşılıklı görüşmelerle yeniden ele alınacak.

Dikkati çeken başka gelişmelerde var. Örneğin, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ile birlikte Henry Kissinger’in bulunduğu ‘Primakov’u Anma Uluslararası Forum’unda’, Henry Kissinger, Amerika’nın dış politikada küresel liderlikten vazgeçmeyeceğini bildiriyor. Lavrov ise Rusya’nın, dinin ve Marksizmin ‘savunucusu ve koruyucusu’ olarak dünya düzenini koruduğunu belirtiyor. Her iki tarafın ortak görüşü, Amerika ve Rusya arasında gerilim olabileceği ancak geçmişte sorunlarını çözmeyi bildikleri. İki ülke arasında yapıcı ilerleme ve diyalog olması gereğini iki tarafta kabul ediyor. Dışişleri bakanı Tillerson, ‘Trump ABD, Rusya arasında bağların oluşturulmasını temin etmemi söyledi’ diyor. Lavrov ise, Rt News’a verdiği demeçte, Rusya, Çin ve Amerika’nın bir araya gelerek ortak uluslararası sorunları çözmesi gerektiğini belirtiyor.

Acaba ortak uluslararası sorunlar, Avrupa, Amerika, Rusya ve Çin’in çok rahatsız olduğu, Ortadoğu’daki aşırı dini akımlar olmasın? O zaman bu ülkelerle G20’de Kuzey Suriye ve Irak’ı konuşmak, Katar ne olacak demek yararlı olabilecek mi? Yoksa bizi yeni heyecanlar mı bekliyor?

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...