İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​AMİRAL BATTI!

YAYINLAMA:

Bazı şeylere anlam vermek mümkün değil. Hele ki, tarihi 100 yılı geçen bir spor kulübünün, basketbolda başarıyı yakaladığı son yıllarda küçülme sürecine girişi için ne demeli? Düpedüz saçmalık!

1950’lerde başarıdan başarıya koşunca “Yenilmez Armada” lakabını alan Galatasaray, Anadolu Efes ve Eczacıbaşı gibi şirket takımlarının olmadığı zamanlarda basketbolun 1 numaralı konumundaki takımdı. Sarı kırmızılılar, basketbol veya futbol olsun; sportif anlamda Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapılarından biri olmuştur. Dünyanın birçok ülkesine gitseniz, Türkiye deyince insanların akıllarına gelen ilk şeylerden biri de Galatasaray’dır. (Japonya’daki bir yarışma programında, Türkiye’nin başkentini Galatasaray sanan da vardı).

Böyle bir markanın neden sıkıntılı günler geçirdiği, Türk sporu adına üzücü ve düşündürücüdür. Bir zamanlar futbolda Avrupa’nın zirvesinde yer alan Galatasaray, ilerleyen yıllarda kötü yönetilen bir kulüp olmuş ve pek çok zarara uğramıştır. Futboldaki bu kötü yönetilme, diğer branşları da etkiledi haliyle. Bunlardan biri de erkek basketbol şubesi…

2011 yılında, Basketbol Süper Ligi’nde finale çıkmasıyla yeniden şahlanmaya başlayan Galatasaray, bugüne kadar toplamda 4 kez Euroleague’de oynadı ve bir kez de çeyrek finale çıkma başarısı gösterdi. 2012-2013 sezonunda Türkiye Ligi’ni kazanmasının yanında, 2015-2016 sezonunda Eurocup’ı kazanarak tarihi bir başarı elde etti.

Zaten ne olduysa, Eurocup’taki bu başarı sürecinde oldu. Yönetimin basketbolda küçülmeye gitme durumu o zamanlardan beri konuşuluyordu. Bu konuşmalara rağmen, coach Ergin Ataman, sarı kırmızılılar için elinden gelen her şeyi yaptı ve Avrupa’da bir şampiyonluk kazandırdı. Bu şampiyonlukla Euroleague vizesi alan Galatasaray’ı zorlu ve sıkıntılı bir sürecin içine girdi. Yönetim, basketbol için varlık göstermedi. Daha iyi bir bütçe daha güçlü bir kadro kurmak için çalışan tek kişi, Ergin Ataman’dan başkası değildi. Takımın kimyasından tutun, sponsorluk konusuna kadar…

Ergin Ataman’ın da hata yaptığı oldu mu? Evet, oldu. Russ Smith ve Justin Dentmon transferleriyle hata yaptığının kendisi de farkındaydı. Lakin yönetim, Ergin Ataman’a destek çıkmadı. Bu görünen bir gerçek. Hatta ve hatta Galatasaray, sezonun son bölümlerinde iyi bir çıkış yakalamıştı ve Anadolu Efes’i de eleyip ligde yarı finale kalmaya da yakındı.

Ancak yönetim, yeniden yapılanma mı desem, yoksa başka bir şey mi; Ergin Ataman’ı takımın başından gönderdi. Küçülmeye gidiliyor.

Ezeli rakiplerinin, her geçen gün daha da popülerleşen basketbola destek verdiği yerde, Galatasaray’ın küçülmeye gitmesi nahoş bir durum. Hiçbir Galatasaraylı iş adamı, basketbola destek vermez mi? Zirveyi hedefleyen ezeli rakipleri Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın yanında küçülmeye gitmek ne demektir? Dünyada herkesin tanıdığı bir markanın, diğer branşlarına da önemli derecede destek vermesi gerekmez mi? Bu konuda Sarı kırmızılıların ezeli rakibi Fenerbahçe’yi örnek alması gerekir. Kulübün adı Galatasaray Spor Kulübü değil mi? Her yerde adını daha çok duyurman gerekmez mi? Hele ki, popülaritesi yüksek olan basketbolda?.. Öyle olmazsa, Yenilmez Armada olur sana Amiral Battı!..

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...