İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​PARA POLİTİKASI KURULU TUTANAKLARI

YAYINLAMA:

Geçtiğimiz hafta piyasalar açısından önemli bir haftaydı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu, Temmuz ayı toplantı sonrasında faiz oranlarında piyasa beklentisine paralel değişikliğe gitmedi. TCMB’nin faiz oranı kararı sonrasında TL’de kısa süreli de olsa değer kazanımlar yaşandığı görüldü.

Ancak PPK, enflasyon vurgusunu tekrar tekrar yineledi ve fiyatlama davranışlarını

enflasyonu etkileyen tüm unsurlardaki gelişmeler yakından takip edeceklerini hatta ihtiyaç duyulması halinde ek parasal sıkılaştırma yapılabileceğini açıkladı.

Neden?

Her zaman söylediğim gibi “Ekonomide üçlü kilidin anahtarı enflasyondur”.

TCMB, sıkı duruşu devam ettireceğinin altını çizerek, yüksek enflasyonun fiyatlama davranışları üzerinde ciddi risk oluşturduğundan, son aylarda maliyet yönlü gelişmeler ve gıda fiyatlarında yaşanan kısmi düzeltmenin enflasyon rakamlarında etkisinin sınırlı olduğunu belirtti.

Sonuç olarak çözüm enflasyonda gibi duruyor. Çünkü 1 Ağustos 2017 tarihinde yayımlanacak olan enflasyon raporu ile Fed toplantısı ardından PPK, enflasyon raporu ardından yeni bir karar alacaktır.

Faizlerin düşmesi ile neden sıkı Para Politikası?

Konu ile ilgili olarak Araştırma Uzmanı Vahap Taştan’dan aldığım bilgileri sizlerle paylaşmak isterim:

TCMB, son duruma baktığımızda;

GLP: 12,25

Üst Bant: 9,25

Politika Faizi: 8,00

Halihazırda enflasyonun son dönemde zirvelerden çözülmesi faizlerin düşürülebileceğine ilişkin beklenti yaratsa da ben o tarafta yıl sonuna kadar bir beklenti içerisinde değilim. Bunun kabaca sebeplerine baktığımızda öncelikle enflasyonda istenilen düzeylere inebilmiş değiliz ve önümüzdeki iki üç aylık dönemde bir zirve daha görebiliriz. Son çeyrekte ise enflasyonda önemli ölçüde bir düşüş beklentisindeyiz fakat tek haneli bir yıl sonu enflasyonu beklemiyoruz. Bu nedenle başta enflasyon, faizlerdeki düşüşü engelleyecektir.

İkinci nokta ise biraz daha teknik. TCMB piyasadaki sıkılaştırıcı önlemlerini artırmak adına 2 yıllık bononun üzerinde piyasayı kontrol etmeye çalışıyor. İlk çeyrekteki zayıf TL’yi faiz tarafında kapatmaya çalıştık. Dikkat edilecek olursa aradaki makas 2015 yılı başından sonra ilk defa yeniden sıfırın üzerinde. Bu da TCMB’nin sıkı duruşunun bence direkt özeti olmakta.

Neden Sıkı Para Politikası?

Enflasyon faiz ilişkisine yeni bir tartışma getirmeye gerek görmüyoruz. Türkiye’de yüksek enflasyonun sebebi belli. Kontrol edilemeyen, alınan önlemlerin yetersiz kaldığı yüksek ve volatil gıda fiyatları, TCMB’nin enflasyon raporlarında sıkça altını çizdiği kur geçişkenliği etkisi. Gıda fiyatları yüksekse tabii ki bunun çözümü para politikasında değil. Fakat bu yorum, faizler indirilmelidir şeklinde algılanmasın. Enflasyon yüksek olduğu sürece, TCMB, hem TL’yi savunmak (bunun arkasındaki endişe tabii ki enflasyondur) hem de sıkı duruşu devam ettirmek adına yüksek faiz politikasını sürdürecektir.

Kritik bir dönemdeyiz

1) Yurtdışında gelişmiş ülke faizleri, merkez bankalarından gelen sıkı para politikası sinyali ile yükselirken, bu yükseliş gelişen ülke faizlerini de etkilerken, TCMB’den faiz indirimi şu halde beklenemez. Kurun 3,52 – 3,66 bandında bir süre daha stabil kalmasını ise TCMB açısından fırsat olarak görmek lazım. Zayıf dolar, bir süre daha TCMB’nin elini bozmaz. (Enflasyon yeterince bozucu etki yaratıyor)

2) Büyümeyi desteklemek üzere alınan önlemlerin, maliye politikası tarafındaki etkilerini (enflasyona) önümüzdeki yıl başlarında almaya başlayacağız. Maliye politikası genişleyici nitelikte kullanılırken (kesinlikle desteklediğim bir uygulama, mali disiplinden taviz veriyor olsak da mali disiplin böyle günler için var) sıkı para politikasından ödün vermemek, temkinli bir büyüme politikasıdır ve enflasyonun yükselişini engelleyebilecektir. İşte bu kritik dönemde önümüzde nereden baksak iki yıllık bir süre var. Bu süre zarfında makro açıdan baktığımızda, yüksek büyüme, mali disiplinde kırılganlık, artan ödemeler dengesi açığı ve yüksek enflasyon ile mücadele devam edecek. İşte tam da burada neden kritik bir dönemdeyiz ve bu kritik dönem neden devam edecek sorusunun cevabını bulmaktayız.

Sonuç Yerine Ne desek?

“Türkiye’de enflasyon sadece parasal bir olgu değildir. Bu da TCMB’nin yapabileceğinden yani para politikasından fazlasını gerektirir. Türkiye enflasyonuna sadece parasal açıdan yaklaşmak hatalıdır, yanlış teşhistir. Çözüm, para politikası ile eşanlı olarak kamu otoritesinin enflasyondaki dinamikleri kontrol altına alacak reformlar uygulamasıdır.”

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...