İstanbul
Parçalı bulutlu
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​VALE MAFYASI

YAYINLAMA:

Görünüştü kolaylık sağlamak için varlar. Ama, öyle mi? Biiçlerin, gece kulüplerinin, lokantaların, eğlence mekanlarının ve hatta börekçilerin bile kapısında varlar. Son örneği Bodrum’da görüldüğü gibi son derece cüretkâr ve terbiyesizler. Bir kadının üzerine yürüyüp “Keşke erkek olsaydınız” diyebiliyorlar. Denilen yer de sosyetik bir biiç. Ayıptır yahu.

Geçmişte İstanbul sokaklarını değnekçiler tutmuştu. Hem de her köşe başını. Arabanızı caddenin bir kıyısına, bir sokak arasına park etmek istediğinizde yanınızda bitiveriyorlardı. “Abi arabana bakarız” diyerek. Artık o hale gelmişti ki, sanki onlar sokakların sahibiydi. Bir gece Organize Şube polisleri Dolmabahçe’den başlayarak, taa Tarabya’ya kadar tüm sahil boyunu iki taraflı yürüdü. Karşılarına ne kadar değnekçi çıkarsa göz altına aldılar. Sonra bu dert bitti. İşi, İspark devraldı. Anladıkları dilden davranılmıştı.

Şimdi ise bildiği vale sıkıntısı çıktı. Orta halli bir eğlence yerinin kapısında sizden istedikleri ücret ne biliyor musunuz? 50 lira. Daha aşağı bir para verirseniz arsızca istiyorlar. En az alanı, o da orta-alt bir lokantaya gitti iseniz 30 lira.

Bodrum’da yaşanan bir kadına saldırı girişimi ile gündeme gelen vale terörüne genellikle İstanbul’da karşılaşıyoruz. Çünkü bu işin organize bir boyutu da var. Yaz aylarında İstanbul tenhalaşınca Bodrum’a göç ediyorlar. Malum sebeplerden.

Bu kapılarda duranlar, araçlarınızı alanlar hep bir gruba bağlı olarak çalışıyorlar. “Falanca mekânın kapısı, şu kişide” konuşmaları sık sık duyulur oldu.

Mekân sahipleri gerek isteyerek gerekse istemeden bu gruplara kapı “Güvenliklerini” ve vale hizmetlerini teslim ediyorlar. Gün geçmiyor ki bir kurşunlama haberi çıkmasın. Güvenlik falan Hak getire. Sanki bela mıknatısı gibi çalışıyorlar.

Sizden bu kadar parayı alıyorlar, tek bir fiş veren bile yok. Para nereye gidiyor, vergisi nasıl ödeniyor belli değil. Belli olan kapalı bir ekonomi içinde bu işin döndüğü.

Hadi hepsini geçtim. Görmemişlikle “Bende para var” demeye çalışanların bu tip mekanlara gitme çabasına ne demeli? Polis genellikle kendi içinde halledilen sorunlar olduğu için bu işe pek bulaşmıyor. Başka tahmin edilebilir sebepleri de olabilir.

Ben şahsen kapısında iri yarı adamların durduğu, arabanı almak için bir saat beklenilen yerlere gitmiyorum. Gitmek istesem yaşayacaklarım belli. Siz de öyle yapın. Başka türlü kurtuluş yok.


Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...