İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​FETÖ'CÜ AKLIN PRATİĞİ

YAYINLAMA:

Önce bir konuyu alırsın. O kadar nettir ki. Tartışamayacağını bilirsin. Bu yüzden kıyısından köşesinden eğip bükmeye başlarsın. Kimi zaman elma ile armudu toplarsın, kimi zaman havayı işaret edip, “Aaa kuşa bak” dersin. Mesela 15 Temmuz darbe girişimi hiç olmamış gibi davranıp, kamudan yapılan ihraçları eleştirirsin. Kendi yaptıklarını unutup hep başkalarını suçlarsın. Sonra “Ben yapmadım ki, başkası yaptı” dersin.

Ama anlaşılan o ki, şu aralar çok sıkıntıdalar. Özellikle tutuklu bulunan gazetecilerin mahkemeye çıkıp “FETÖ’nün bir terör örgütü olduğunu bilseydik, onların yayın organlarında yazmazdık” demelerine çok paniklemişler.

Yazıya keşke gazeteciler tutuklu yargılanmasa diyerek başlamak istiyorum. Ama anlatacaklarımın bununla alakası yok. Ben, ifadeler ve yurtdışına kaçan FETÖ’cülerin hayal kırıklıklarına değinmek istiyorum.

Belliki ifadeler büyük hayal kırıklığı olmuş. Meğer kendilerince, bu insanların mahkemeye çıkıp ortalığı yakıp yıkmasını, yurtdışında havadan gelen paralarla yaşayanları savunmasını ummuşlar. Onlara göre böylece “Aydın” gibi davranabilirlermiş.

Şu aralar çok önemli bir açmaza girdikleri ortada. Tabanlarının bu yazarları yıllardır okuduğunu çok iyi biliyorlar. Yıllarca gazetelerinde, televizyonlarında bolca yer verdikleri bu kişilerin çıkıp da FETÖ ve 15 Temmuz hakkında aleyhte ifade vermesinin hasıl bir etki yaratacağını da çok iyi görüyorlar. Biliyorlar ki, ellerinde kalan azıcık tabanlarının “Onlar bile böyle söylüyorsa” deme ihtimali var.

Bütün güçleriyle örgütten kopuşları önlemeye çalışıyorlar. “Bu ifadeler verilmedi” diyemeyeceklerine göre “Eh onlar hapiste bu tür laflar söylenir. Gerçi kendilerinden ‘Aydın’ olmaları beklenirdi ama…” türü yazılarla kuyruğu dik tutmaya çalışıyorlar.

Yurtdışında yaşayıp yazdıkları yazılardan görüldüğü üzere onlara en çok “Koyan” da bu kaçma hikayesi oluyor. Neredeyse tüm elebaşları kaçmışken, burada kalanlara diyecek bir şeyleri de yok. Yok ama, “Kaçmasaydık da ne yapsaydık” diyerek duruma vaziyet etmeye çalışıyorlar.

FETÖ’nün en büyük düşmanı zaman. O yüzden sürekli yeni tarihler belirleyip, yeni hedefler koyuyor. Hep birlikte Godot’yu bekliyorlar. Veya kuyruklu yıldızın arkasına saklanan bir uzay gemisinin kendilerini gelip almasını. Ama, gelmeyecek ve belki de hiç olmamış bir Godot için uğraştıklarını anlamaları an meselesi.

Bu anlaşıldığı an örgüt birdenbire çökecek. Hem de gümbürtüyle, zangırtıyla. Sadece zaman meselesi.


Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...