İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​DAVETSİZ MİSAFİRLERİMİZ: ZAMLAR

YAYINLAMA:

Her ne kadar konuk ağırlayacak durumda olmasak da öylesine davetsiz misafirlerimiz var ki, istemeseniz de geliyorlar. Sabah uyandığınızda kapınızdalar. “Gelebilir miyim?” diye sormak yok. Sabahları geleneksel olarak hep söylediğimiz “Günaydın” sözcükleri yerine “Zamlar” demek durumundayız.

Ülkemizde en yoğun zamlar; genelde yeni yılın en büyük ve acıtıcı sürprizleri olarak bizlere sunulan armağanlar olurlardı da, bu kez her nedense yeni yılı beklemeden şimdiden kapımızdalar. Alışkın olduğumuz dönemler artık yok. Ortalıkta zam söylentileri yokken birden bire bu davetsiz konuklar hemen dünyamıza yerleştiler.. Birileri hep söylerdi ya “Bütçe açıklarını kapamak için yapılmak zorunda olan zamlara alışın artık”. Ve hemen aklımıza, yanık yanık çığırdığımız bir şarkının sözleri gelir; “Alışmak Sevmekten Daha Zor...”.

Alışmak oldukça zor oluyordu ama çaresiz kalınca “hadi neyse” deyip sevmek zorunda kalıyorduk.

Hem, “hayat devam ediyordu” ve sevmekten başka çaremiz de yoktu.

Ülke gündemi; hemen hemen her gün haberlerin birinci sırasına yerleşen KHK’lar (Kanun Hükmünde Kararnameler) ile belirlenir durumda. Geçtiğimiz yıl yaşanan FETO Kalkışması’ndan sonra, haklı olarak, güvenlik nedeniyle oluşan olağanüstü hal durumunda KHK’ler günlük yaşantımızı düzenlemede en etkin yöntem haline geldi.

Artık çokça duyduğumuz bu düzenlemeler bu kez başka bir alanı da, “Uyum Yasalarını”da ele aldı ve ekonominin düzeninde de etkin olmaya başladı.

Bu konuda son gelişme ise; bazı vergi artışlarının yanı sıra, MTV’lere (Motorlu Taşıtlar Vergisi) yapılan oldukça yüksek oranlardaki zamlar ve bunun yanı sıra, şans oyunları ve bazı vergilerdeki düzenlemeler. Bu arada en şaşırtıcı olanı ise; tütün sarma kağıtlarına getirilen ÖTV.

Sigaraya, içkiye ve bazı zararlı (!) tüketim maddelerine yapılan yüksek oranlardaki zamların tüketimi azaltmaya yönelik olması anlaşılır gibi. Daha az tüketilsinin bir önlemidir. Ama oto yollara bu kadar yatırım yapılırken birden bire otomobil sektörünü zora sokacak bu düzenlemeyi anlamak oldukça zor gibi. “Bu nedir?” konusundaki şikayetler bazı bakanlar tarafından da endişeyle karşılanmış.

MTV vergisini bu kadar yüksek oranda olması konusu Maliye Bakanı Naci Ağbal tarafından açıklanmaya çalışıldı ama, ne yalan söyleyeyim, ben nedenini pek anlayamadım. AK Parti hükümeti tarafından son açıklanan yeni “torba vergi paketi”nin nedeni, tüm toplumda şikayetlere neden oldu. Ayrıca, yüzde kırk oranındaki bu MTV vergi oranı; dolaylı alınan vergilerle, özel otomobiller üzerinde oldukça ağır bir yük olarak hissedilirken. Daha da dayanılmaz bir durum yaratacaktır.

Her yıl başında, MTV ve benzeri diğer dolaylı, katlanılabilir vergilere neredeyse alışmışken, bu kadar yüksek orandaki bu vergi kısa sürede alışılacak gibi değil. Bu yüksek orandaki verginin yanı sıra özel otomobil alım satımındaki diğer dolaylı vergilerden sonra oldukça sıkıntılı bir dönem yaşanacak gibi.

MTV öylesine bir sürpriz oldu ki, periyodik yürürlükte olan bazı vergiler, fiyat ayarlamaları gündemin dışında kaldı gibi. Akaryakıt zamları, hemen hemen hepsi ücretli olmaya başlayan otoyollar, köprüler, yaşamını biraz olsun rahat sürdürmeye çalışan toplumun belli bir kesiminde zor günlerin habercisidir artık.

Gelişmiş ülkelerde refah toplumu olmanın en önemli unsurlarından biri ve de en önemlisi vergi adaletini sağlamak, toplumu vergi yükünün altında ezmemek ve mali darboğazları aşabilmek için tek çarenin, vergiler koymak veya var olanlara kaldırılamayacak oranlarda zamlar yapmak olmasa gerek.

Türkiyemiz batı ile entegre bir yaşam standardı yakalamak yolunda yıllardır mücadele veren bir ülke. Vergi yükü altında nefes alamaz duruma gelen, geçim sıkıntısı darboğazında olan, bezgin bir toplumla bunu nasıl başarabiliriz bilemiyoruz.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...