İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​AK PARTİ BARAJI İNDİRMEZ

YAYINLAMA:

Niye indirsin ki? 1980’den beri uygulanan bu kural neden değişsin? MHP istediği için mi? Hiç zannetmiyorum. Bir siyasi partinin görevi, başka bir siyasi partinin oy oranını düşünmek değildir. Gelin sesli olarak dillendirelim:

1980 öncesi iflah olmaz koalisyonlar dönemiydi. “Cephe” hükümetleri kurulur ve ardından da yıkılırdı. 80 darbecilerinin ilk ele aldığı konu bu oldu. Yüzde 10 barajı.

Darbecilerin toplumsal olarak “Destek” aldığı bir konu terörün yok olması idiyse, diğeri de koalisyonlara karşı duruşuydu. Çünkü siyasilerin “Beceriksizlikleri” ülkeyi adı konulmamış bir iç savaş ortamına sürüklemişti. Darbeyi yapan generaller hizmetlerindeki sivillere ülkenin temel siyasi kurumlarını ve kurallar bütününü tasarlattırırken, darbe öncesi dönemin faturasını kısmen de seçim kanununa kestiler.

Yani yüzde 10 seçim barajı AK parti tarafından koyulmadı. Darbeden AK Parti iktidara gelene kadar ki 20 yılda yapılan bütün seçimlerde olduğu gibi onlar da bu şekilde seçildi.

Darbeci generaller bu kuralı koydururken akıllarında iki partili sistem vardı. Olmadığı çeşitli kereler görüldü. “İttifaklar” ile bu baraj aşıldı.

80’lerin sonu ve 1990 ile birlikte PKK “Sempatizanı” Kürt hareketinin Meclis’e girmemesi için kullanılır oldu. Taa ki, Erdal İnönü’nün siyasal Kürt hareketi ile olan “İş birliği”ne kadar. “Kutsal ittifak” olarak nitelendirilen Erbakan-Türkeş yani MÇP-RP dayanışması da yüzde 10 barajının aşılma usülleri konusunda hafızamızda kalanlardan. Evet bunlar zamanında yapıldı. Ama devir artık o devir değil. Mahalleye yeni bir “Delikanlı” geldi.

AK Parti’nin hiçbir zaman baraj sorunu olmadı. Hatta 2002 seçimlerinde bu durumdan bir hayli de fayda gördü. Kısa bir süre hariç MHP de bu duruma itiraz etmemişti. O itirazlar bile bugünküne göre çok daha alçak tondaydı. Çünkü, onlar için öncelik “Kürt Partisi”nin Meclise girmemesiydi.

Yaşanan son gelişmelerden seziliyor ki, MHP artık bir baraj kaygısı içinde. Her ne kadar, “Bizim baraj sorunumuz yok” deseler de. Görünen o ki, artık HDP’nin Meclise girmemesi için savundukları barajı kendi kaygıları nedeniyle indirmek istiyorlar. Bunu basın önünde dillendirdiklerine göre de bir başka “Sıkıntı” var. Çünkü AK Parti ve MHP kurmaylarının baş başa görüşerek hal edebilecekleri bir durum, eğer Sayın Bahçeli’nin ağzından dillendiriliyorsa ikili görüşmelerle sonuçlandırılamamış demektir.

Barajların yüksek olup olmadığı veya demokrasi içindeki yeri ayrı bir tartışma konusu. İdealler iyi güzel de seçim gibi kesin matematiksel doğruların konuşulduğu ortamlarda pek de karın doyurmuyor.

Şimdi siz kendinizi AK Parti yerine koyun ve düşünün bakalım. “Siz olsanız ne yapardınız?” Hele, mutlak bir biçimde uzun süredir iktidardaysanız ve MHP ile HDP’nin olası barajı aşamama durumunda kesin fayda sağlayacaksanız. Nasıl davranırdınız? Veya MHP, AK Parti’nin yerinde olsa nasıl davranırdı? Hadi MHP’yi geçtim, “Hiç baraj olmamalı” demeye getiren 2’lerden, 3’lerden bahseden CHP, AK Parti’nin yerinde olsaydı?


Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...