İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

ÖNÜMÜZE BAKALIM

YAYINLAMA:

Eski Yunan tragedyalarında kenarda duran koro gibi bağırıyorlar: “Şimdi yandık, bittik, mahvolduk.” Habire kötü haber veriyorlar. Yahu bir durun. Türkiye 80 milyonluk kocaman bir ülke. Sanki siz içinde yoksunuz.

Reza Zarrab üzerinden yürütülen bu davanın Amerika açısından hedefi belli. Öncelik İran ile yapılan ticaretin başka ülkelere emsal olacak şekilde cezalandırılması ve Türkiye’nin ekonomik ve siyasi olarak yıpratılması.

Belli ki, bu davanın sonucunda Türk ekonomisine ve bankacılık sistemine yönelik bir hareket başlayacak.

Bu bir egemenlik tartışması aynı zamanda. Türkiye’nin başka bir ülke ile yaptığı ticarette kimin söz hakkı olacağı konusunda. Amerika açıkça diyor ki, “Kuralı ben koyarım. Uymayan olursa da cezalandırırım.” Türkiye’nin cevabı ise “Benim ticaretime karışamazsın” oluyor.

Peki Amerika bu gücü nereden alıyor? Tabii ki, İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşan ekonomik düzenden. Yani gerekirse askeri güç kullanmaktan kaçınmayarak sürdürdüğü sistemden.

Bankacılık ve sermaye hareketleri de bu düzenin en önemli unsuru. Çünkü Amerika’nın kurallarına uymayan bir banka, Amerika’da işlem yapamıyor. Herhangi bir bankanın Amerika’da işlem yapamaması demek zaten uluslararası işlem yapamaması anlamına geliyor. İşte asıl sıkıntı burada. Muktedir bir ülkenin, tüm dünyanın ekonomik sistemini cebren belirleme çabası bu rasyonel olmayan mantığa dayanıyor.

Bunu aşmanın tek yolu da, cezalandırılamayacak kadar iyi olmanız. Bize düşen de bu.

Evet Amerika’nın hedefi Türkiye’yi ekonomik olarak baskılamak. Ama buna direnmenin yolu “Batacağız” diye haykırmak mı? Tabii ki önemsemeliyiz. Tabii ki önlem almalıyız. Ama her şeyden önce önümüze bakım devam etmeliyiz.

Amerika istediği kararı alsın, ne olacak yani gelip bizi ülkemizden mi kovacak? Yine bu topraklarda yaşayacağız, yine bu topraklarda öleceğiz. Kimse diğerinden farklı bir durumda olmayacak.


Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...