İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​ORTADOĞU'DAKİ SON OYUN MU?

YAYINLAMA:

Ortadoğu’da I. Dünya Savaşı’ndan beri Batılılar bir çok oyun oynadılar.1933’te Suudi Arabistan’la bir anlaşma yapan Amerika bu oyuna sonradan girdi ve II. Dünya Savaşı’nda İngiltere’nin zayıflaması üzerine ana oyun kurucu olarak sahneye çıktı. Sovyetler Birliği’nin çökmesi sürecinde Suudi Arabistan, Amerika’nın yanında çok önemli roller üstlendi. Ancak, Amerika’nın yanında rol alan ülkeler zaman içinde çöktüler ve rejimleri değişikliklere uğradı. Örnek olarak İran şahının dönemini verebiliriz. Sonra, Rusları Afganistan’da Taliban’ı Amerika’nın yardımıyla çökerten Pakistan var. Pakistan, Amerika’dan yediği fırçalar nedeniyle, hızla Çin’e yanaşıyor. Rusya’ya yaklaşmakta utanıyor olması gerek. Amerika’dan en çok yardımı alan Hüsnü Mübarek’in Mısır’ı demokratikleşme modeliyle al aşağı edilip ortaya çıkan yeni model Batının beğenisini almayınca askeri bir darbe ile eskiye dönüldü.

Batının yeni kurbanı Suudi Arabistan olacak gibi gözüküyor. Amerika’daki Musevi lobisinin Trump’ı itmesiyle İran düşmanı kesilen Trump Suudi Arabistan ziyaretinde Ortadoğu’daki terörün müsebbibi olarak İran gösterip, finasal destekçisi olarak Katar’ı işaret ettiğinde, Ortadoğu’da yeni bir oyunun başladığını hissetmiştik. İletişim çağında erişilebilen kaynakların bolluğu olayları kolay kavramamıza yardım ediyor. Trump’ın damadı Kushner’in Suudi Arabistan’ı ziyaret ederek bir hafta boyunca Suudilerin genç ve güçlü yeni lideriyle başbaşa görüşmeleri Suudi Arabistan’ı alevlendirmiş gözüküyor. Öncelik, Lübnan’daki Hizbullah’ın hedef alınması oluyor. Peşinden bütün Ortadoğu’daki Şii yayılma alanı gelecek zannediliyor. Önce, Lübnan ordusunun Hizbullah’a saldırması öneriliyor. Sonra İsrail’in bu işi üstlenmesi bekleniyor. Bir İsrail-Hizbullah savaşında Sünni ülkeler, Avrupa ve Amerika’nın bu savaşın arkasında olacağı ümit ediliyor. Hariri’nin tutuklanması Lübnan halkını birleştiriyor. Avrupa’da ise, daha önce yediği göçmen kazığı nedeniyle, hiçbir hareket yok. Mısır kendini bu işlerin dışına çekiyor ve güçlü bir diplomasi ve askeri yapısı olan İsrail, 2006 yılındaki Lübnan tecrübesini de akılda tutarak, bu işte ön plana çıkmıyor.

Lübnan’dan sonra başlaması düşünülen Şii-Sünni çatışma planı böylece suya düşüyor. Bazı Amerikalı stratejistler Başkan Trump’ın bu manevraları aile fertleri yerine, rejim değiştirmekte çok deneyimli derin devlete devretmesinin daha başarılı sonuçlara yol açabileceğini belirtiyorlar. Trump ailesinin politikalarından Amerikan dışişlerinin tam olarak haberinin olup olmadığı bilinmiyor.

Öte yandan Suudi Arabistan’ın modernleşme çabalarının aslında devletle ailenin içiçe girdiği bir siyasal sistemde başarılı olması beklenmiyor. Devletin petrolden kazandığı paraların 15.000 kişilik aile yönetiminin geliri olarak paylaşıldığı düşünüldüğünde ‘yolsuzluğun’ bu sistemde ne anlama geldiğini siyaset bilimcileri anlamaya çalışıyorlar. Ayrıca temelden gelmeyen bir bilimsel eğimsizlikle hızlı bir endüstrileşmenin mümkün olamayacağını söyleyenler var.

Bu gelişmeler karşısında Trump aile stratejisinin üçüncü bölümü harekete geçecek gibi gözükmüyor. Bu strateji, Hizbullah’la boğuşurken, Suudi din adamlarına baskı yaparak bir Suudi –İsrail yakınlaşması yaratmak ve Hizbullah ve İran sindirildikten sonra, İsrail yerleşimlerinin kabul gördüğü toprakların dışında kalan alanı bir Filistin devleti olarak Filistinlilere kabul ettirmek. Lübnan savaşı olmadığı için Filistinlilere toprak vermek pek mümkün gözükmüyor. Suudi-İsrail yakınlaşması da şimdilik çok ileri gidemeyecek gibi.

Bu durumda ‘ılımlı İslam’ modeli için Ortadoğu’da yeni bir devlet bulmak gerekiyor. Bu devlet eski dost Türkiye olabilir mi? Yoksa başka planlar mı var?


Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...