İstanbul
Açık
16°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

​SİBER ZORBALIK

YAYINLAMA:

Kişisel fikrim “zorbalık” kavramını toplum olarak umursamadığımız yönünde. Hatta ne yazık ki çoğumuz bu kelimenin anlamını bile bilmiyoruz gibime geliyor. Bunu nereden mi çıkarıyorum? Böyle düşünmemim ilk ve en önemli sebebi, benim zamanımda çocukların okula dayak yememek üzere gönderiliyor olmasından kaynaklanıyor. İkinci nedenimse trafikte her gün şahit olduğum kural ihlalleri ve insanlarımızın birbirlerine davranış şekilleri. Daha doğrusu sanki sürücü lisansının ayrılmaz bir parçası da her an kavga etmeye, tartışmaya hazır gibi görünen sürücüler.

O nedenle Samsung Türkiye’nin, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) iş birliği ile başlattığı, hedefi siber zorbalık konusunda çocukların, gençlerin, ailelerin ve öğretmenlerin farkındalığını artırmak olan “Siber Zorba Olma! #farkinavar” hareketini sonuna kadar destekliyorum. Hatta keşke “Samsung ‘zorbalık’ kavramına sadece internet üzerinde değil de günlük yaşantımızda da kafa tutsa” diye düşünüyorum.

Bazı özel işlerim nedeniyle bu sosyal sorumluluk projesinin 30 Kasım’da Ankara’da BTK binasında gerçekleşen duyurusuna katılamasam da emeği geçen herkese en içten dileklerimle teşekkür ediyorum.

Benim katılamadığım toplantıda bir konuşma yapan Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü ve Bilişim Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emel Baştürk Akca’nın söyledikleri de gerçekten çok dikkat çekici. Neler söylediğinden önce Emel Hanım’ın çocuklarla gençlerin internet kullanımı ve siber zorbalık konularında uzman olduğunu belirtmem lazım.

Kocaeli Üniversitesi’nde TÜBİTAK desteği ile yürütülen bir çalışma kapsamında yedi farklı şehrimizde 8. sınıfa giden 1400 öğrenci ile yapılan anketin sonuçlarını paylaşan Emel Hanım’ın elindeki verilere göre siber zorbalık konusunda ne yazık ki çocuklarımızın, trafikteki babalarından hiç de aşağı kalır bir yanı yok. Ankete katılan çocukların yüzde 90’ının kendisine ait bir Facebook hesabı olduğunu ve daha çok internet kullanan öğrencilerin arkadaşlarına nazaran daha fazla zorbalık yaptığını bilmek bile iç karartmak için yeterliyken, yüzde 56’sından fazlasının internette tanımadığı kişilerle iletişim halinde olduğunu öğrenmek gerçekten beni bile şaşırttı. Çocukların yarısından fazlasının bugüne kadar en az bir kere sosyal medya ağlarında bulunan “kullanıcıyı şikayet et” özelliğini kullanmışlar. Bu da demek oluyor ki 1400 öğrenciden en az 700’ü internette geçirdikleri süre boyunca en az bir kere rahatsız edildiklerini fark ederek önlem almaya çalışmışlar. Bu arada yaklaşık yüzde 12’si siber zorbalığa maruz kaldığını, yaklaşık yüzde 10’u ise siber zorbalık yaptığını belirtmiş.

Araştırmaya katılan öğrencilerin yüzde 32’si siber zorbalığa maruz kalmaları halinde “kanıtları sileceğini” söylerken, kız öğrencilerin yüzde 16’sı, erkek öğrencilerin ise yüzde 30’u siber zorbalığa maruz kalmaları durumunda “misilleme” yoluyla zorbalığa karşılık vereceğini söylemiş.

Bu rakamlar kendi içlerinde çok küçük gibi görünse de tüm Türkiye’deki öğrencileri, özellikle de ilkokul seviyesindeki öğrencileri düşündüğümüzde şiddetin nasıl toplumun her kesime yerleştiğini çok daha iyi görebiliyoruz.

Zorbalığa dur demek lazım!

Sadece siber zorbalığın değil, zorbalığın tüm şekillerinin bir miras gibi nesilden nesle geçmemesi için en büyük görev aileye düşüyor diye düşünüyorum. Okul öncesi eğitim ile okulda ve internette geçirilen zamanın kontrolü ebeveynlerin görevi olduğu için bir çocuğun zorbalık mağduru olması kadar, zorbalık yapıyor olması da anne babanın gözünden kaçmamalı. Anladığım kadarıyla Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nu da yanına alan Samsung’un daha iyi bir gelecek için planladığı “Siber Zorba Olma! #farkinavar” hareketinin asıl amacı da görünen veya görünmeyen tüm zorbalık eylemlerine dikkat çekmek. Böylece internette yaşanan (veya yaşatılan) zorbalıktan yola çıkarak çocukları bilinçlendirirken yarının Türkiye’sinin büyüklerinin de zorbalık olarak isimlendirilecek tüm davranış modellerinden uzaklaşması sağlanabilir.

Açıkça söylemek gerekirse zaman zaman Samsung’un neden birbirinden çok farklı sosyal sorumluluk projeleri yürüttüğüne anlam veremeyen biri olduğumu söyleyebilirim. Ve ilk kez Samsung’un yaptığı bir işi canı gönülden alkışlarken buluyorum kendimi. Samsung’un 20 pilot okulda başlayacak eğitimlerle çocukları, gençleri, aileleri ve öğretmenleri teknolojinin kötü amaçlı kullanımını nedeniyle doğabilecek sorunlar karşısında bilgilendirmesini çok önemsiyorum. Siber zorbalığa karşı farkındalıkları artıp, kişilik haklarını korumayı öğrenen çocukların gelecekte tüm zorbalıklar karşısında dimdik durabileceğini umuyorum.

Bu nedenle de 13 Aralık günü Samsung Türkiye’nin ve BTK’nın sosyal medya hesaplarının karartılarak #farkinavar etiketiyle yapılacak olan paylaşımların dünya üzerindeki her türlü zorbalığa karşı durabilecek kadar güçlü nesillerin yetişmesine ivme kazandıracağını düşünüyorum.

Sizlerden ricam da haftaya çarşamba günü, yani 13 Aralık’ta sosyal medya hesaplarınızda #farkinavar etiketini kullanarak paylaşım yapmanız ve siber zorbalık konusunda toplumumuzda bir farkındalığın oluşmasına destek olmanız.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...