İstanbul
Açık
13°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

TEKNOLOJİ VE TELEVİZYON YAYINLARIMIZ!

YAYINLAMA:

Adına “Milenyum Çağ”ı da denilen 2000’li yıllara yaklaşırken günümüz teknolojisinin nerelere geldiğini 1900’lı yılların son çeyreğinde aklımızı başımızdan alan bilgisayarın yaşamımıza girişinden sonraki cicim aylarımızda çok iyi görebilmiştik. Dünyanın tüm gelişmiş ülkeleri bizlerden çok önce bilgisayar denilen şu malum “şeytan icadı”nı yoğun şekilde kullanmaya başlamışlardı çoktan. Bilgisayar tüm teknolojiyi sırtlamış götürürken, üstüne üstlük bir de, internet denen iletişimin en etkin yöntemini hizmetimize sundu ve bize tamamen hükmetmeye başladı.

Teknoloji, bilgisayarın hızla gelişimine paralel olarak, Televizyon yayıncılığını da önüne katmış, yaşamımızdaki en etkin kitle iletişim aracı olmasının ötesinde, tek eğlence kaynağımıza dönüşüvermişti. Özellikle, bizim gibi gelişmekte olan ülkeler ve halkları için vazgeçilmez bir yaşam biçimine dönüşmüştü.

Bilgisayar teknolojisine hızla adapte olurken ‘90’lı yıllarda özel televizyon yayınları ile hızla yayılmaya başlayan televizyon yayıncılığı en önemli ve hızlı bilgi edinme imkanını da bizlere sundu. Devlet televizyonumuz TRT’nin yanı sıra bir çok özel televizyon kanalı kuruldu ve yayına başladı. Bu arada TRT de tek kanaldan bir çok kanal yayınına geçti.

Özellikle İstanbul ve Ankara merkezli bu yayınlar giderek, büyükten küçüğe tüm illere yayıldı. Milenyum yıllarına girerken ülkemizde baş gösteren ekonomik kriz, dar gelirlinin eğlence yollarını ve de ekonomik şartlarını da iyice zorlamaya başlayınca, halkın tek eğlencesi haline dönüştü. İlk yıllarda televizyonlarda yayınlanan tabancı dizi ve filmler ilgiyle izlendi. Televizyon yayınları izlenme oranları arttı. Neredeyse tek eğlence kaynağına dönüştü televizyonlar. Bu arada; milenyum yıllarının başlangıcında ekranlara yansıyan eğlence içerikli yerli programlar kendine özgü yepyeni bir televizyon izlenme kültürü ve dolayısıyla da, yeni bir televizyon izleyicisi yarattı. Diziler, filmler ve özellikle yerli yapımlar öne çıktı. Bu yerli yapımlar ilgiyle izlendi. Bu televizyon saplantısı, sinema sektörüne oldukça ağır geldi. Sadece yerli yapım filmler değil yabancı filmler de istenen seviyede gişe başarısına erişemedi. İzleyici sinemadan uzaklaştı.

Milenyum yıllarının başlangıcında televizyon yayınları daha çok yerli diziler ve haber şov programlarına sırtını dayadı. 2010 yılından sonra ise, yerli diziler reyting canavarına dönüştü. Sadece dizileri izleyen televizyon izleyicileri televizyonların kurtarıcısı oldu.

“Arz talep” meselesi denildi, yerli yapım diziler tüm ekranları sardı sarmaladı. Çok basit içerikleriyle, sadece hüzün ve entrikaya dayanan diziler ekranı kapladı. Reklamverenler için de bu izlenme oranları oldukça önemli reklam yayınlanma mecralarına dönüştü. Haber programları iyice azaldı.

Televizyon yayınları neredeyse tüm yayınlarını bu “kafa koparan” dizilere endekslendi. Bu iş o kadar kontrolden çıktı ki; son yıllarda diziler akşam saatlerinin gece yarılarına kadar olan o güzelim saatlerimize el koydu. Akşam saat sekizde başlayıp gece yarılarına kadar devam eden dizler, neredeyse hemen hemen her gecemizi işgal etti. Bu arada, yaklaşık on yıla yakındır gündüz kuşağının olmazsa olmaz yerli yapımları, canlı olarak yayınlanan “evlenme/çöpçatanlık programları”nı da unutmayalım. Bu programlar çokça para kazanan bir çok televizyon “yıldız sunucuları” yarattı.

Yerli yapım diziler ve özellikle gündüz evlenme programlarında yayınlar iyice zıvanadan çıkmıştı. Şikayetlerde ayyuka çıkınca, bu konuda suskun kalan RTÜK’ün de canına tak etti, konu taa Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kadar da uzayınca, bu yayınlar ekrandan uzaklaştırıldı. Ancak yeni bir formatla ekrandalar.. Yeni formatları da umarım aynı sorunu yaratmaz.

Teknoloji salgınının yarattığı olumsuzlukları yansıtan televizyon yayınlarımızın bizleri ne hale getirdiğine bakın işte.

Televizyon dizileri, yayınları konusunda yazacak o kadar çok şey var ki.


Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...